Size 28-29 Ocak 1997'de yeniden
yayımlanmaya başlarken kendisini "Türkiye Komünist Partisi
geleneğiyle yetişen kadroların sesini duyuracak bir platform"
olarak tanımlayan ve bu güne kadar aynı doğrultuda yürüyen Ürün
Sosyalist Dergi yayın kurulu olarak sesleniyoruz.
Partinizin 11 Kasım 2001 tarihinde yapılan 6. Olağanüstü Kongresi'nde dünya komünist hareketinin en temel etik ilkelerini çiğneyerek, felsefesi, sınıfsal kökeni,
örgütsel geleneği, siyasal çizgisi, kadro birikimi açısından hiçbir ortak nokta taşımadığınız; aksine, siyasal hayata atıldığınızdan beri karşısında olduğunuz, her türlü yolla
mücadele ettiğiniz, sürekli küfür ettiğiniz Türkiye Komünist
Partisi'nin adını gasp etme girişiminde bulundunuz.
Dünya komünist hareketi, tarihin önemli dönemeçlerinde reviz-yonizm bölünmesini, troçkizm bölünmesini, maoizm bölünmesini yaşadı, ama bu bölünmelerin
hiçbirinde hiçbir çevre sizin yaptığınız gibi bir siyasal
kimlik hırsızlığında bulunmadı.
TKP Merkez Komitesi üyesi, komünist şair Nazım Hikmet, "Ömrümde yalnız seninle/Ve senin safında olmakla övündüm" dediği Türkiye Komünist Partisi'nin,
emperyalizmin ve kapitalizmin terörüne, döneklerin ihanetine karşı savaşta aldığı yaralara değinerek ona "Sen bana bugün/Mübarek alnındaki yara yerinle/Ve işçi bileklerinde zincir
izlerinle göründün" dizeleriyle seslenmişti. Siz Türkiye proletaryasının övünç kaynağı bu varlığı yaralarını sarmaya uğraşırken arkadan hançerlediniz.
Sizin bu girişiminiz, son iki yıldır yoğunlaştırdığınız burjuvaziye teslimiyet çizgisinde artık hiçbir sınır tanımadığınızı gösteriyor. İşçi sınıfının
kapitalizme karşı bilinçlenemeyeceğini, emek-sermaye çelişmesinin sosyalist devrime yol açamayacağını iddia ettiniz. İşçi sınıfından, devrim ve sosyalizm idealinden kestiğiniz umudunuzu burjuvaziye ve burjuvazinin resmi ideolojisine bağladınız. Türkiye
kapitalizmini bağımsızlıkçı, militarizmi anti-emperyalist ilan ettiniz. Enternasyonalizmden vazgeçip milliyetçiliğin kuyruğuna takıldınız.
Ürün'ün Ocak-Şubat 2000 tarihinde yaptığı "Türkiye Komünist Partisi üzerindeki yasağın
kaldırılması için platform oluşturma çağrısı"nı reddettiniz. Önce göstermelik KP'yi sahneye çıkardınız; bununla istediğiniz sonucu elde edemeyince daha büyük bir aldatmacaya
başvurdunuz. Mustafa Suphi, Ethem Nejat, Salih Hacıoğlu, Şefik Hüsnü, Reşat Fuat, Nazım Hikmet, Zeki Baştımar ve İ. Bilen'in TKP'sinin adını çalmaya kalktınız. Emekleri, kanları ve
canlarıyla Türkiye proletaryasının öncüsünü var eden binlerce militanın, Mehmet Bozışık'tan Mustafa Hayrullahoğlu (Deniz) yoldaşa kadar yaşlısıyla genciyle devrim ve sosyalizm için,
yepyeni bir dünya ve Türkiye kurmak için kapitalist sömürüye,
emperyalist ve faşist baskıya karşı mücadele edenlerin TKP'sinin adını gasp ettiniz.
Bu uğursuz saldırınız, nesnel
anlamıyla, daha 1920'de işçi sınıfının ve emekçi halkın
gözünü boyamak, kadroların ve kitlelerin kafasını karıştırmak, proletaryanın liderlerini pusuya düşürmek, işçi ve köylü devrimi ihtimaline karşı emperyalizmle işbirliğine yönelişini
gizlemek için burjuvazinin gerçek TKP'ye karşı kurdurttuğu sahte TKP girişiminin bir tekrarından ibarettir. Burjuva liderlerinin kibirli bir ifadeyle, "idareyi bu baldırı çıplaklara mı
bırakacağız" dedikleri gerçek partiye karşı kurdurttukları ve işi biter bitmez bir tarafa attıkları resmi TKP, 21.yüzyılın başında siz SİP yöneticilerinin eliyle tekrar hortlatılıyor.
Burjuvazinin resmi TKP'sinin, proletaryanın öncüsü gerçek
TKP'nin programı, tüzüğü, felsefesi ve kadrolarıyla nasıl
hiçbir ilişkisi yok idiyse, sizin bu girişiminizin de gerçek
TKP'nin programı, tüzüğü, felsefesi ve kadrolarıyla hiçbir
ilişkisi yoktur.
Ama boşuna! Dosta düşmana ilan
ediyoruz ki, bu oyun tutmayacaktır. Türkiye komünistlerini ve
dünya komünist partilerini aldatamayacaksınız. Türkiye
proletaryasının laneti şimdiden üzerinizdedir. Sınıfsal bir
varlık olan TKP'nin adı size asla yar olma-yacaktır. Sömürüye,
açlığa, işsizliğe, pahalılığa, hastalığa, eğitimsizliğe,
aşağılanmaya mahkûm edilen bebelerin, çocukların, gençlerin,
yaşlıların; mülkiyetsizliği, yoksulluğu, dili, cinsiyeti,
inancı nedeniyle horlananların, kısacası emekçi Türkiye
halkının devrimci mücadelesini saptırma gayretiniz sonuçsuz
kalacaktır. Türkiye işçi sınıfı, partisinin adının sizler
tarafından istismar edilmesine izin vermeyecektir.
Şunu iyi bilin: Tarih sizi
affetmeyecek!
14 KASIM 2001
ÜRÜN SOSYALİST DERGİ
Yayın Kurulu