Sahibinin sesi Engin Ardıç'ın
Mehmet Bozışık yoldaşa yönelttiği ağır iftiraya karşı
komünistlerin ve dostlarının yürüttüğü protesto kampanyası
sonuç verdi. Sabah Gazetesi Bozışık'ın bütün yoldaşlarından
özür diledi ve Bozışık'ın anısı önünde saygıyla eğildi.
Böylece Engin Ardıç'ın iftiracılığı kendi gazetesince de tescil edilmiş oldu.
Engin Ardıç meydanı boş bulduğunu sanmıştı. Türkiye'yi kapitalist ve emperyalist soyguncuların
serbestçe at oynattığı, akıllarına estiği bir şekilde
komünistlere, devrimcilere hakaretler yağdırabildiği bir yere
dönüştürebildiklerini düşünmüştü. Komünistler, devrimciler
yaşıyor ve sesini yükseltiyor. Mehmet Bozışık bu mücadelede
yaşamaya devam ediyor.
Engin Ardıç'ı protesto
kampanyasına katılan bütün dostlarımıza teşekkür ediyoruz.
Sabah
gazetesinin Genel Yayın
Yönetmeni Erdal Şafak'ın 29 Ağustos 2010 tarihli özür yazısını
burjuvazinin kiralık kalemlerinin kulağına küpe olması için sunuyoruz:
Özür benden
Günde ortalama 750 800
dolaylarında seyreden e mail trafiği bu hafta önce ikiye,
ardından üçe katlandı.
Bu patlamanın
iki nedeni var: 1 Bedelli askerlik isteyenlerin bazı bakanlardan gelen
olumlu sinyallerin de etkisiyle coşmaları. 2 Engin Ardıç'ın 23 Ağustos
tarihli yazısı.
Ardıç "Korkma
yavrum, öcü değil,
yalnızca sandık... Isırmaz" başlıklı yazısında, emektar, çok çile çekmiş
komünistlerden rahmetli Mehmet Bozışık'tan "İşçilerini üç otuz paraya
çalıştıran fabrikatör" diye söz edince, ne kadar "Eski tüfek" varsa
ayağa kalktı. Ve beni e mail bombardımanına tutmaya başladı. Öfkelerini
en keskin ifadelerle dile getirenler mi ararsınız, Mehmet Bozışık'ın
yaşam öyküsünü anlatanlar mı, Engin Ardıç'ın özür
dilemesini isteyenler mi? Tabii bolca hakaret içerikli e mail
de var.
En edeplilerinden, en usturuplularından birkaçını aktarayım ki, öfkeleri dinsin:
"Bozışık, ömrü ekonomik sıkıntı
içinde geçmiş ve son yıllarında emekli aylığından başka
geliri olmayan bir komünistti..."
"Engin Ardıç hayatını ezilenlerin
mücadelesine adamış, ömrünü hapislerde, sürgünlerde geçirmiş
bir insanın anısını kirletemez..."
"Boz Mehmet ömrü boyunca emeği ile
yaşamış, inançlarından ödün vermediği için uzun yıllar,
farklı tarihlerde siyasi suçlu olarak mahkûm edilerek hapishaneye
atılmıştır. İnsanlarımız aç kalmasın, işsiz kalmasın,
savaşlar olmasın, insanlar ölmesin, Türk askeri Kore'ye
gitmesin, savaşta insan öldürmesin veya ölmesin dediği için
yıllarca cezaevinde yatmıştır..."
"Ardıç istediği tarzda, istediği
şekilde yazabilir elbette. Ama ne olur yalanı ve hakareti
yazılarına karıştırmasın. Çünkü kamuya karşı bir
sorumluluğu var..."
"Sansürden yana değilim, gazete
genel yayın yönetmenlerinin yazarlara müdahalesi kesinlikle kabul
edilebilir değil; fakat açıktan yalan söyleyen, bununla
yetinmeyip bir insana Yaratık' diye benzetme yaparak kafatasçı
yanını gizlemeyen bir yazarı sizce uyarmak gerekmez mi?"
"Engin Ardıç yıllar önce de
Bozışık ve diğer emektar komünistlerle Ömürlerini bir vehme
kurban edenler' diye dalga geçmişti. Ardıç gibi küfürbazlar
silinip gidecek ama Bozışık bu ülkenin aydınlık geleceği için
mücadele eden insanların gönlünde hep yaşamaya devam edecek..."
"Hoşgörüden, renklerden,
düşünceden, insan olma erdeminden bahsedildiği bir dünyada,
insan düşüncesine, tabiatına yakışmayan bu kafatasçı şahsın
özrü bir anlam ifade etmese de, gazete olarak belki bir itibar
kazandırır..."
"Ben kişisel olarak insanların,
başkalarını eleştirmek konusunda özgür olmaları taraftarıyım.
Fakat medyayı nasıl eleştireceğiz? O biraz problemli işte.
Sadece vicdanlı yöneticilerin insafını bekleyeceğiz, başka çare
yok..."
Tüm e mail'lerin çıktısını
alıp dosyalıyorum. Engin Ardıç'a vermek için.
Ve onun yerine ve de SABAH adına, Boz
Mehmet'in tüm yoldaşlarından özür diliyor, Bozışık'ın
anısı önünde saygıyla eğiliyorum...
1 Eylül 2010