2011 yılının ilk üç ayında, Tunus ve Mısır'da başlayan halk devrimlerinin etkisi Arap dünyasını çepeçevre sardı. Emperyalizmin işbirlikçisi
kapitalist şeyhlik, krallık ve diktatörlüklere karşı işçi sınıfının,
emekçilerin ve gençliğin yaygın protestolarıyla şekillenen toplumsal
muhalefet güç kazandı. Ortadoğu ve Kuzey Afrika merkezli bu dünya çapında
tarihsel önem taşıyan büyük toplumsal depremin sarsıntısı, Avrupa ve Kuzey Amerika'da da hissedildi.
ABD'nin başını çektiği emperyalist sistem, devrimci yükselişe savaş ve karşıdevrimlerle yanıt verdi. ABD, Fransa ve İngiltere'nin başlattığı ve NATO'ya devrettiği Libya'ya karşı savaş, çok amaçlı kapitalist stratejinin bir parçasını oluşturuyor. Küresel
kapitalist sistem, dünyayı yeniden fethederek büyük krizinden savaş yoluyla çıkmak istiyor.
Dünya işçi sınıfları ve ezilen halklar, bu stratejiyi boşa çıkarabilecek potansiyele sahip. Emperyalizmin hırsı boyunu ve çapını aşıyor. İnsanlığa,
canlılara ve doğaya kötülükten ve felaketten başka bir şey sunamayan
kapitalist soyguncular oligarşisi, yeni devrimler dalgasının altında kalacak.
AKP yönetimi, füze kalkanı projesini kabul ettiği yetmiyormuş gibi, Libya'ya karşı NATO
savaşının da parçası oldu. CHP ve MHP yönetiminin desteğini alan bu politika, halkın büyük çoğunluğunun iradesine aykırı olarak, ülkemizi Arap ve İslam halklarına karşı kapitalist Haçlı Seferinin bilinçsiz askeri durumuna düşürdü. TUSKON, MÜSİAD ve TÜSİAD oligarşisi, açıkça sömürgecilerin ve militaristlerin işbirlikçisi
olduklarını bir kez daha gösterdiler.
Dış politikada olduğu gibi, iç politikada da işçilerin, küçük çiftçilerin, kamu emekçilerinin, esnafın, Kürtlerin, Alevilerin, kadınların,
gençliğin, bütün ezilenlerin iradesini çiğneyen AKP, seçimlerde kazanacağı yeni bir başarıyla iktidarını kalıcılaştırmak
istiyor. Halkımız AKP'ye teslim olmayacak, meşru haklarını kararlı biçimde savunacak. Bağımsız,
demokratik, laik, sosyalist bir ülkeye giden yolu açacak.
Bu yıl Sovyetler Birliği'nin dağılışının 20'nci, şovenist SİP'in
TKP adını gasp etmesinin 10'uncu yıldönümü. Dünya işçi sınıfı ve ezilen halklar, geçmiş sosyalizm deneyimlerinden dersler çıkararak
21'inci yüzyılın sosyalizmini gerçekleştirme yolunda yürüyecekler. SİP'ten adımızı geri alacağız. Mustafa
Suphi'lerin ve İsmail Bilen'lerin partisi, tarihsel adı ve kimliğiyle, siyaset
sahnesinde boşluğu hiç doldurulamayan meşru, yasal, demokratik yerini hakkıyla yeniden kazanacak. Büyük birlik ve dayanışma
günleri geliyor. 1 Mayıs bu yoldaki ilk durağımız olacak.
Dergimizin Hollanda temsilciliğini üstlenen Kenan Sancar'a özverili katkılarından dolayı teşekkür
ediyor, zor görevinde başarılar diliyoruz.
Her zamanki çağrımızı yineleyerek bütün okurlarımızdan, fabrikalarında,
okullarında, köylerinde, mahallelerinde yaşadıklarını, duygu ve düşüncelerini, eleştiri ve önerilerini
bizlere iletmelerini bekliyoruz.
Dostça selamlarımızla.