Sosyalist Dergi: 30 |  ÜRÜN |
Libya Gündeminden

Libya'dan elinizi çekin

19 Mart 2011

Fransa, Amerika ve İngiltere, bugün Libya'yı en gelişmiş füzeler ve ağır bombardıman uçaklarıyla bombalamaya başladı. Zalim Obama, faşist Sarkozy ve ırkçı Cameron, peşlerine Batı'nın aşırı sağcı, ırkçı, muhafazakâr ve gerici iktidarlarını takarak yeni bir emperyalist savaşa giriştiler. İrili ufaklı sömürgeciler, Hollanda, Belçika, İtalya, Norveç, Danimarka, Kanada ile işbirlikçi petrol şeyhleri, Suudi Arabistan, Katar da bombalamaya katılıyorlar.

Bu savaş emperyalist bir savaştır. Sömürgecidir, ırkçıdır, gayrimeşrudur, haksızdır, halk düşmanıdır, insanlık düşmanıdır. Kapitalist sömürgeci Hıristiyan beyaz siyonist İsrail'in dostu Kuzey Amerika ve Avrupa egemenlerinin, yanlarına Arap korucuları alarak başlattığı yeni bir Haçlı Seferidir. Amacı zengin Libya petrollerine el koymak, Arap devrimlerini boğmak, Mısır ve Tunus'ta devrimin derinleşmesini önlemektir.

Mısır yönetimini elinde tutan ve devrimci halka saldırmak için uygun zamanı kollayan Mısır ordusunun; kendi halkını ezmesi yetmiyormuş gibi, Bahreyn halkıyla başedemeyen Bahreyn kralını korumak için Bahreyn'i işgal eden Suudi Arabistan'ın; kitle aldatma silahı El Cezire şebekesinin sahibi Katar şeyhinin, Libya'ya yönelik bu sömürgeci ve emperyalist saldırıya katılması, bu savaşın kapitalist karşıdevrimci niteliğini gösteren ek kanıtlardır.

Emperyalistler, Libya saldırısını 19 Mart'a denk getirdiler, Irak'a saldırı ve işgalin başladığı 19 20 Mart 2003'ü herkese anıştırarak halklara gözdağı veriyorlar. Irak'taki katliamlarını, yıkımlarını, işkencelerini hatırlatıyorlar. 8 yıl sonra Irak savaşını bu kez Libya'da tekrarlıyorlar.

Libya halkının, devrimcilerinin, yurtseverlerinin bu alçakça saldırıya karşı kanlarının son damlasına karşı savaşacağına inanıyoruz. Libya halkının sömürgeciliğe ve emperyalizme karşı köklü bir direniş ve zafer geleneği vardır. Şehit Ömer El Muhtar'ın torunları, 1969 devrimini gerçekleştiren kuşağın çocukları, vatanlarını ve devrimin kazanımlarını savunacaklardır. Umuyoruz ki, "Savra hatten nasr" (zafere kadar devrim) sloganı, sömürgeci saldırganların korkulu rüyası olacaktır.

Türkiye halkı, kardeş Libya halkını destekliyor. Türkiye devrimcileri, Türkiye işçi sınıfının ve emekçi halkının en derin hissiyatını dile getirerek bu emperyalist savaşı lanetliyor. İnsanlıktan çıkmayı kabul etmeyen herkes, emperyalizmin Libya'ya saldırısına karşı çıkmalıdır.


Libya halkı emperyalizme boyun eğmeyecek

21 Mart 2011


Dünya kapitalist sisteminin en saldırgan emperyalist üçlüsü, Amerika, İngiltere ve Fransa'nın Libya'ya yönelik vahşi saldırısı sürüyor. Sömürgeci haydutlar, Libya halkının tepesine füzeler ve ağır bombalar yağdırıyor. Sözüm ona "sivilleri ve sivil yerleşimleri korumak" bahanesiyle başlatılan bu kapitalist sömürgeci Haçlı Seferi, daha şimdiden üç aylık bir bebenin de içinde olduğu yüzlerce sivilin ölmesine, binlerce sivilin yaralanmasına, şehirlerin su, elektrik ve kanalizasyon sistemlerinin tahrip edilmesine yol açtı. Savaş NATO karargâhından yönetiliyor.

Bütün dünyada insanlar, Japonya'daki nükleer felaketi endişeyle izler ve felaketin daha da büyümemesi için büyük devletlerin harekete geçmesini beklerken, kâr ve iktidar hırsıyla gözleri dönmüş emperyalist efendiler, yeni bir savaş başlattılar. En son teknolojik ölüm araçlarıyla Libya halkını vuran emperyalist vahşetin sonuçları ortaya çıktıkça, halkların, sade insanların, saldırıya duyduğu tepki artıyor.

Libya saldırısına doğrudan doğruya katılmayan, ama ellerinde imkân olduğu hâlde Güvenlik Konseyi'nde çekimser kalarak saldırının yolunu açan Rusya, Çin ve Almanya'nın "üzüntü beyanları" ise, timsahın gözyaşları olmaktan öteye gitmiyor. Arap Birliği Genel Sekreteri Amr Musa'nın, "biz sivillerin vurulmasını istememiştik" sızlanması da sahtekârlıktan ibaret.

Sömürgeci saldırganların, yanlarına irili ufaklı Batılı faşist, ırkçı, dinci, muhafazakâr ve liberal yönetimleri alarak ve Arap şeyhlerinden, krallarından, diktatörlerinden, generallerinden oluşan korucular ordusunu da talan sürüsüne katarak yürüttüğü bu yeni Haçlı Seferi, Türkiye kapitalist egemenlerinin bölge halklarına karşı Batı emperyalizminin maşası olmaktan vazgeçmediğini de gösterdi.

AKP yönetimi, bütün ilkeli dış politika iddiasına rağmen; zalimlere karşı mazlumun yanında olmak, bölge halklarının birliği için çalışmak, barışçı olmak, savaşa karşı olmak sloganlarını dilinden düşürmediği hâlde; bölge gücü olmak hedefiyle, bölge halklarına, İslam dini ve kültürüne dayanan kardeşlik, ortak tarih, ortak gelecek edebiyatı yapmasına rağmen; karar noktasına gelince, çark etti, "NATO'nun Libya'da ne işi var?" çıkışını unuttu ve yine Arap ve bölge halklarına ihanet etti. Arap ve İslam dostu olmakla övünen Erdoğan, Gül, Davutoğlu, Arınç; neredesiniz?

CHP lideri Kemal Kılıçdaroğlu ise, kendini ABD, Avrupa Birliği ve İsrail'e beğendirme gayretkeşliğine devam ederek, inanılmaz bir aymazlıkla, "Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyi karar aldığına göre, Libya'ya harekât uluslararası meşruiyet kazanmış demektir" diyebildi. Hakkını yemeyelim, aslında kan dökülmesini istemezmiş, ama maalesef başka çare kalmamış! Şöyle devam ediyor: "Bu tür bir operasyonun daha farklı yapılmasını arzu ederdik, kan dökülmemesi için, ama koşulların uygun olmadığı yönünde bazı bilgiler geliyor, Kaddafi'nin direndiği yönünde bazı bilgiler geliyor." (20 Mart 2011, gazeteler).

Kılıçdaroğlu, bütün halkçılık, ilericilik, demokratlık, bağımsızlıkçılık iddialarını boşa çıkaracak şekilde hareket ediyor. Emperyalist saldırıya karşı direnmeyi suç sayıyor. Üstelik bunu, Türkiye'nin Kurtuluş Savaşını yönetmekle övünen partinin, CHP'nin genel başkanı olarak yapıyor. Nerede kaldı senin Kuvayi Milliyeciliğin? Kılıçdaroğlu'nun sözünü ettiği "bilgiler", emperyalizmin kitle aldatma silahı olan dünya kapitalist medya şebekesinin ürettiği sahte haberler ve yorumlardır. Tıpkı Yugoslavya, Afganistan, Irak savaşlarında olduğu gibi, dünya kapitalist medyası, kitlelerin beynini allak bullak etmek üzere korkunç bir psikolojik savaş yürütüyor. Yalan haberlerle, akıl almaz senaryolarla önce beyinleri düşürüyor; sonra, gerçek füzelerin, bombaların, ölümün, katliamın yolunu açıyor.

Dünya kapitalist medya şebekesinin Türkiye ayağını oluşturan ve Irak'a karşı emperyalist savaş ve işgal sürecinde Amerikan emperyalizminin her yalanını tekrarlayarak savaş suçu işleyen Türkiye kapitalist medyası, aynı suçu Libya'ya karşı savaşta da tekrarlıyor. Libya'ya ve Kaddafi'ye yönelik her yalanı evlerin oturma odalarına boca ediyor. Gazetecilikle, araştırmacılıkla, meslek ahlakıyla, dürüstlükle, tarafsızlıkla, haberleri doğrulatmak kaygısıyla hiçbir ilgisi kalmamış cahiller sürüsü, uzman sıfatıyla ekrana ve sayfalarına, sadece savaş yanlısı akademisyenleri, büyük şirket yanlısı iktisatçıları ve hukukçuları, gözünü kan bürümüş emekli polis, asker ve diplomatları çıkarıyor. Türkiye kapitalist medyasının, Amerikan ve Avrupa sömürgecilerinin medyası olduğu; militarist kapitalist zorbalığın vicdansız aleti olarak hareket ettiği; Türkiye halkına da, Libya halkına da, bölge halklarına da, dünya halklarına da düşmanlık güttüğü bir kez daha ortaya çıktı.

Libya'ya karşı sömürgeci savaşın amacı açıktır: Dünyanın dördüncü büyük petrol üreticisi olan Libya'nın zengin petrolüne el koymak, bu ülkeyi tekrar emperyalizmin ve siyonizmin üssü durumuna getirmek, Mısır ve Tunus devrimlerini kuşatmak, bu devrimlerin derinleşmesini ve halk güçlerinin iktidara gelmesini engellemek, devrim dalgasının diğer ülkelere yayılmasını önlemek, dünya kapitalist krizinin ABD ve Avrupa işçi sınıflarında ve emekçilerde yarattığı kitlesel hareketlenmeyi ve devrimci mayalanmayı şovenizm ve militarizmle durdurmak, kapitalist krizden savaş yoluyla çıkmak. Libya savaşı, dünya kapitalist egemenlerinin yeni devrimler dalgasını boğmak için başlattığı karşıdevrimci hamlenin önemli bir ayağıdır.

Emperyalistler, Kore'den Vietnam'a, Laos'tan Kamboçya'ya, Küba'dan Yugoslavya'ya, Afganistan'dan Irak'a, giriştikleri bütün saldırı ve savaşları "insani gerekçelere" dayandırdılar; "diktatörlüğe son vermek", "sivilleri korumak", "demokrasi ve özgürlük götürmek" sloganlarını kitleleri aldatmak için sis perdesi olarak kullandılar. Tıpkı, Hitler'in savaşlarını başlatırken yalan haberler, hiç olmamış çatışmalar, sahte belgeler üretmesi gibi, bütün bu savaşlarda düpedüz yalan söylediler.

Bu tarih hiç yaşanmamış gibi, Amerika ve Avrupa liberal solu ile Türkiye'deki onursuz takipçilerinin, emperyalist yalanlara dayanarak yorum üretmesi, sicili bu kadar kirli saldırgan devletlerin bomba ve füzeleriyle demokrasi ve özgürlük getireceklerini savunması, artık işçi sınıflarına, emekçilere, ezilen halklara açıkça ihanet boyutuna ulaştı. Immanuel Wallerstein'in Libya'ya emperyalist saldırıya karşı çıkan Hugo Chavez'e çatması (bugünlerde, Fidel Castro'ya açıkça çatamayanlar Chavez'in ağzının payını veriyorlar) ve apaçık olguları eğip bükerek kendini rezil etmesi, oportunizmin emperyalizm işbirlikçiliğine dönüştüğünü gösteriyor. Lütfen herkes, Wallerstein'in "Libya ve Dünya Solu" başlığını taşıyan 15 Mart 2011 tarihli ibretlik yazısını okusun.

Libya halkı en olumsuz koşullar altında direnmeye devam ediyor. Türkiye halkı, kardeş Libya halkının yanında olacaktır. Libya'da saldırıya uğrayanlar, sadece Libya halkı değil, bütün Arap halkları, bütün bölge halkları, bütün dünya halkları, Türkiye halklarıdır, bizleriz. Libya halkına sömürgeci saldırı ve işgale karşı bu haklı ve meşru direnişinde başarılar diliyoruz.

AKP ikidarını, bütün kapitalist egemenleri uyarıyoruz: Libya halkına karşı savaştan uzak durun. Amerikan ve Avrupa sömürgeciliğinin aleti olmayın. NATO şebekesinin parçası olmayı reddedin. Üsleri kullandırmayın, Türk uçaklarını ve denizaltılarını Libyalı kardeşlerimizi vurmaya yollamayın.

İtalyan faşist sömürgecilerine karşı uzun savaşta yakalanan ve idam edilen Libya kahramanı Ömer El Muhtar, 15 Eylül 1931'de idam edilmeden önce, idam kararını veren mahkeme başkanına şöyle demişti: "Biz asla teslim olmayız. Ya kazanırız, ya ölürüz. Bizden sonraki nesillerle de savaşacaksınız. Bana gelince. Ben, cellatlarımdan daha uzun yaşayacağım."

Ömer El Muhtar yaşıyor. Libyalı yeni nesiller de sömürgecilerle savaşmaya devam ediyor. Zafer, eninde sonunda, direnen halkların olacak. Emperyalist saldırganlar yenilecek. Libya halkı, kendi yurdunda bağımsız, özgür ve kendi kaderinin efendisi olarak yaşayacak.


Emperyalist haçlı seferine katılmayın

23 Mart 2011


Fransız Basın Ajansı AFP'nin bildirdiğine göre, NATO sözcüsü General Pierre St Amand, Libya'yı denizden kuşatmak için, NATO üyesi altı ülkeden toplam 16 savaş gemisi ve denizaltının görev yapacağını açıkladı. NATO sözcüsüne göre, Türkiye de Libya'ya 4 firkateyn, 1 yardımcı gemi ve 1 denizaltı gönderecek.

AKP hükümetini bu konuda derhâl açıklama yapmaya davet ediyoruz. Bu haber doğru mudur? Türkiye halkından gizleyerek böyle bir karar aldınız mı? Zamanında Dolmabahçe önüne demirlemiş İngiliz işgal donanmasının acısını yaşamış Türkiye halkının, kardeş Libya halkına yönelik saldırıya karşı öfkesi ve tepkisi ortadayken, böyle bir suça ortak oldunuz mu?

Türkiye, Libya halkına karşı savaşın ve işgalin parçası olmamalıdır. Hükümeti, eğer doğruysa, bu kararından geri döndürelim. İşçi sınıfı, bütün emekçiler, sosyalist, devrimci, ilerici, yurtsever partiler, DİSK, Türk İş, KESK, gençlik dernekleri, meslek odaları, köylü birlikleri, üniversiteler, dürüst basın, bütün barışseverler, bütün yurtseverler, hükümetin bu kararını iptal ettirmek üzere derhâl harekete geçmeliyiz. Parlamentoda temsil edilen muhalefet partileri bu konuda derhâl önerge vermeli, genel görüşme ve gensoru mekanizmasını harekete geçirmelidir.

Arap ve İslam dostluğuyla övünen, bölge halklarının birliğini savunduğunu iddia eden AKP iktidarı, size sesleniyoruz: "Zulme karşı susan, dilsiz şeytandır" ilkesi sizin için boş bir propaganda sloganı mıdır? Emperyalist donanmaların parçası olmayı kabul ettinizse, zulme karşı susmakla yetinmiyor, zalimin suç ortağı oluyorsunuz. Bakın, 21 Mart gecesi katıldığı televizyon programında konuşan Fransız İçişleri Bakanı Claude Gueant, "Tanrıya şükürler olsun ki, Cumhurbaşkanımız Nikolas Sarkozy, Haçlı Seferi'nin önderliğini yaparak önce BM'yi, ardından da Arap Birliği'ni ve Afrika Birliği'ni harekete geçirdi" dedi. Arap ve İslam halklarına karşı Haçlı Seferi'nin peşine takılan "koyu dindar Müslümanlar" olmayı içinize sindirecek misiniz?

Kuvayi Milliyecilikle övünen CHP yönetimi, size sesleniyoruz: Emperyalist bombalara ve füzelere karşı vatanını ve haklarını savunan Libya halkına karşı, emperyalizmin ölüm makinesi NATO'nun parçası olmayı nasıl içinize sindireceksiniz?

Dünya kapitalist sisteminin efendisi Batılı hükümetler, demokrasinin ve uluslararası hukukun bütün ilkelerini ayaklar altında çiğniyorlar. Dünyayı ortaçağ barbarlığına mahkûm ediyorlar. Libya halkına ölüm yağdıran saldırganlar bir haçlı seferi başlattıklarını küstahça ilan ediyorlar. Emek, kültür, adalet, barış, özgürlük, eşitlik, kardeşlik, hukuk, uygarlık, çağdaşlık değerlerinden birini bile savunan hiçbir insan, bu katliama göz yummamalıdır.


***


Yukarıdaki yazı daha yayınlanmadan, AKP'den, NATO sözcüsünün verdiği haberi doğrulayan bir açıklama geldi. AKP Meclis Grubu Başkan Vekili Bekir Bozdağ, Libya'ya yönelik silah ambargosunu denetleyecek NATO deniz gücünde Türk Silahlı Kuvvetleri unsurlarının da görev almasını öngören tezkerenin Türkiye Büyük Millet Meclisi'ne sunulmasının ardından yarın Genel Kurulda görüşülmesinin planlandığını bildirdi.

Yani, İslamcı AKP yönetimi, emperyalist Batı'nın düzenlediği Haçlı Seferi'nin parçası olmayı içine sindiriyor. CHP ve BDP başta olmak üzere bütün muhalefet partilerini tezkereye karşı çıkmaya, savaşa hayır demeye çağırıyoruz. Sade AKP milletvekilleri de yönetimin bu kararına karşı halkın ve vicdanlarının sesini dinlemelidirler. Meclis, mazlumun yanında olmayı vazgeçilmez değer sayan Türkiye halkının Libya halkıyla dostluk, barış ve dayanışma iradesine uymalıdır. 8 yıl önce Irak'a karşı savaşa katılmayı öngören 1 Mart tezkeresini reddettiği gibi, Libya'ya karşı haçlı seferi tezkeresini de geri çevirmelidir.


Direnen Libya'ya Destek Yürüyüşü

23 Mart 2011

Libya'ya yönelik emperyalist saldırıyı dün (22 Mart 2011 Salı) saat 19:00'da İstanbul'da yaptığımız yürüyüş ve basın açıklamasıyla protesto ettik. Ürün taraftarlarının, Birlik Dayanışma emekçilerinin ve TÜM İGD'li gençlerin katıldığı protesto yürüyüşü Galatasaray Lisesi önünde başladı ve Fransız Başkonsolosluğu önünde yapılan basın açıklamasıyla tamamlandı.

Coşkulu protesto eylemi halkın büyük sempatisiyle karşılaştı. "Diren Libya, seninleyiz", "Libya halkı emperyalizme boyun eğmeyecek", "Zafer direnen halkların olacak", "Savra hatten nasr" (Zafere kadar devrim) sloganları çevredeki halkın alkışlarıyla karşılandı. İstanbul'da bulunan bazı Libyalılar ise, yanımıza gelip yürüyüşe katıldılar ve Türkiye devrimcilerinin Libya halkıyla dayanışmasına teşekkür ettiler.

Yapılan basın açıklamasında, Fransız, İngiliz ve Amerikan emperyalistlerinin ikiyüzlülüğü teşhir edildi. Bütünüyle gayrimeşru nitelikteki bu ölüm saldırısının sömürgeci bir Haçlı Seferi olduğu vurgulandı. Libya petrollerine el koymak, Libya'yı emperyalizmin üssü durumuna getirmek, Arap dünyasındaki devrimleri kuşatmak ve boğmak, dünya kapitalist krizinin yüküne karşı direnen Avrupa ve Amerikan işçi sınıfları ile emekçi tabakalarını şovenizm ve militarizmle zehirlemek amacını taşıdığı açıklandı. Emperyalist egemenlerin, krizden devrimle çıkılması seçeneğini önlemek üzere savaşa başvurduğu belirtildi.

Açıklamada, AKP iktidarının ve CHP yönetiminin, NATO'nun baskılarına boyun eğmesi protesto edildi. Amerikan ve NATO üslerinin kapatılması, NATO'dan çıkılması talep edildi. Türk uçaklarının, gemilerinin ve denizaltılarının emperyalist haydutların emrine verilmemesi istendi. Hükümetin, Türkiye halklarının en derin duygularına saygı göstermek zorunda olduğu; insanlığa karşı suç işleyen emperyalist zorbalara karşı çıkmaz, Libya savaşına karşı kesin tavır almazsa, sadece Libya halkına değil, bütün bölge halklarına ve bizzat Türkiye halklarına ihanet etmiş olacağı vurgulandı.

Basın açıklamasında, Libya halkına Türkiye işçi ve emekçilerinin en içten dayanışma duyguları iletildi. Libya halkının direnişini zafere kadar sürdüreceğine, Ömer El Muhtar'ın ve 1969 devrimcilerinin yolunu izleyeceğine duyduğumuz inanç dile getirildi. Zafer sömürgeci katiller sürüsünün değil, Libya halkının olacaktır. Obama, Sarkozy, Cameron gibi kapitalizm uşakları, yaptıkları katliamların hesabını er geç verecekler. 1980'lerden 2000'lere kadar süren tek yanlı neoliberal kapitalist saldırı dönemi sona erdi. Yeni devrimler çağı başladı; işçi sınıfları, emekçiler, halklar artık bütün meşruiyet masalları iflas eden emperyalizme ve kapitalizme boyun eğmiyor. Kapitalist Haçlı Seferlerini elbirliğiyle durduracağız.


Egemenler, Libya'ya savaş tezkeresini kabul etti

24 Mart 2011


Bugün Türkiye Büyük Millet Meclisi'nde yapılan gizli oturumda AKP iktidarı, CHP ve MHP'nin desteğiyle Libya'ya karşı emperyalist savaşa katılma kararı aldı. BDP ve DSP ise, Türkiye halklarının Libya'yla dostluk ve barış iradesine uygun olarak savaş tezkeresine hayır oyu verdi.

Egemen kapitalist sınıfın çeşitli kanatlarının ortaklaşa aldığı bu kararla, Türkiye, silahlı kuvvetlerini emperyalist savaş makinesi NATO'nun vahşi saldırısının emrine veriyor. Türkiye halkları, Libya halkına karşı NATO filolarının ve donanmalarının yürüttüğü sömürgeci saldırının bir parçası olmanın utancını kendilerine yaşatan AKP, CHP ve MHP'den hesap soracaktır.

Arap ve İslam halklarının dostu olmakla övünen AKP, Irak'a karşı 1 Mart 2003 tezkeresini getirmiş, ama Meclis'ten geçirememişti. Bugün de Libya'ya karşı savaş tezkeresini getirdi ve bu kez kabul ettirdi. AKP gerçek yüzünü bir kez daha gösterdi. AKP, Arap ve İslam halklarının değil, Amerikan ve Avrupa emperyalizminin dostudur. Uluslararası kapitalist haydutların koruculuğunu yapan Arap şeyhleri ve krallarıyla birlikte, emperyalizmin işbirlikçiliğini yapmaktadır. Türkiye işçi sınıfının, emekçilerin ve ezilen halkların düşmanı olduğu gibi, bölge halklarının ve bütün dünya halklarının da düşmanıdır. AKP yönetiminin dini kapitalizm, putu Amerika, mabedi NATO'dur. İslam inancında samimi olsalardı, Amerika'dan değil, Allahtan korkarlardı.

CHP yönetimi, 1 Mart 2003'te Irak tezkeresine red oyu vermişti. Bugün ise Libya tezkeresine kabul oyu verdi. Kemal Kılıçdaroğlu yönetimi, CHP'yi ABD'nin, AB'nin, NATO'nun hizasına getirerek iktidara geleceği ham hayalini kuruyor. Emperyalist savaşın parçası olanlar, ne halkçıdırlar, ne de bağımsızlıkçı. Emperyalistlerle bir olup kardeş Libya halkının tepesine çökenler, Türkiye halklarından gereken karşılığı alacaklardır. Halkın iradesine aykırı davrananlar, gün yüzü göremezler.

Kürt halkının parlamentodaki temsilcisi BDP, Libya halkına karşı savaşa katılmayı reddederek halkların kardeşliği ilkesine uygun davrandı. DSP, Amerikan, Fransız ve İngiliz zorbalarının safında yer almayı kabul etmeyerek Kuvayı Milliyecilik iddiasını ciddiye aldığını gösterdi. BDP ve DSP, emperyalizmin gözüne girmek için AKP iktidarıyla yarışan CHP ve MHP'nin işbirlikçiliğini tescil ettiler.

NATO'nun Libya saldırısını tezgâhlayan dünya kapitalist sistemini yöneten emperyalist efendiler, Libya'yı köleleştirmek, petrol kaynaklarına el koymak, Arap devrimlerini durdurmak, kendi ülkelerindeki işçi ve emekçileri şovenizm ve militarizm zehriyle şaşırtıp etkisizleştirmek istiyorlar. Bölgeyi ve dünyayı yeniden fethederek kapitalist krizden savaşla çıkış stratejisini uygulamaya koyuyorlar.

Savaş tezkeresini halktan gizli bir oturumla çıkaran Türkiye'nin kapitalist egemenleri, kaderlerini bir kez daha emperyalist efendilere bağladılar. Boşuna! Halkların gazabı, efendileri de, uşakları da çarpacak. Hepsi aynı sonu paylaşacak.



 
Yazarın Diğer Yazıları
 Cengiz Çandar'ın Yeni Hedefi
 Yanlış Tarih, Yanlış Politika
 Ordu ve AKP
 Hesap Vakti
 Akıl Tutulması
 Tarih Hızlanıyor
 Merhaba
 Gündemden
 Haydi, Devrimci Dayanışmamızı Göstermeye
 Libya Gündeminden
 1 Mayıs Gündemi
 Seçimden Önce
 12 Haziran 2011 Seçiminde Tutumumuz
 12 Haziran 2011 Seçim Sonuçları
 Seçimden Sonra