Libya'dan elinizi çekin
19 Mart 2011
Fransa, Amerika ve İngiltere, bugün Libya'yı en gelişmiş füzeler ve
ağır bombardıman uçaklarıyla bombalamaya başladı. Zalim Obama, faşist
Sarkozy ve ırkçı Cameron, peşlerine Batı'nın aşırı sağcı, ırkçı,
muhafazakâr ve gerici iktidarlarını takarak yeni bir emperyalist savaşa
giriştiler. İrili ufaklı sömürgeciler, Hollanda, Belçika, İtalya,
Norveç, Danimarka, Kanada ile işbirlikçi petrol şeyhleri, Suudi
Arabistan, Katar da bombalamaya katılıyorlar.
Bu savaş
emperyalist bir savaştır. Sömürgecidir, ırkçıdır, gayrimeşrudur,
haksızdır, halk düşmanıdır, insanlık düşmanıdır.
Kapitalist sömürgeci Hıristiyan beyaz siyonist
İsrail'in dostu Kuzey Amerika ve Avrupa egemenlerinin, yanlarına Arap
korucuları alarak başlattığı yeni bir Haçlı Seferidir. Amacı zengin
Libya petrollerine el koymak, Arap devrimlerini boğmak, Mısır ve
Tunus'ta devrimin derinleşmesini önlemektir.
Mısır yönetimini
elinde tutan ve devrimci halka saldırmak için uygun zamanı kollayan
Mısır ordusunun; kendi halkını ezmesi yetmiyormuş gibi, Bahreyn halkıyla
başedemeyen Bahreyn kralını korumak için Bahreyn'i işgal eden Suudi
Arabistan'ın; kitle aldatma silahı El Cezire şebekesinin sahibi Katar
şeyhinin, Libya'ya yönelik bu sömürgeci ve emperyalist saldırıya
katılması, bu savaşın kapitalist karşıdevrimci niteliğini gösteren ek
kanıtlardır.
Emperyalistler, Libya saldırısını 19 Mart'a denk
getirdiler, Irak'a saldırı ve işgalin başladığı 19 20 Mart 2003'ü
herkese anıştırarak halklara gözdağı veriyorlar. Irak'taki
katliamlarını, yıkımlarını, işkencelerini hatırlatıyorlar. 8 yıl sonra
Irak savaşını bu kez Libya'da tekrarlıyorlar.
Libya halkının,
devrimcilerinin, yurtseverlerinin bu alçakça saldırıya karşı kanlarının
son damlasına karşı savaşacağına inanıyoruz. Libya halkının
sömürgeciliğe ve emperyalizme karşı köklü bir direniş ve zafer geleneği
vardır. Şehit Ömer El Muhtar'ın torunları, 1969 devrimini gerçekleştiren
kuşağın çocukları, vatanlarını ve devrimin kazanımlarını
savunacaklardır. Umuyoruz ki, "Savra hatten nasr" (zafere kadar devrim)
sloganı, sömürgeci saldırganların korkulu rüyası olacaktır.
Türkiye halkı, kardeş Libya halkını destekliyor. Türkiye devrimcileri,
Türkiye işçi sınıfının ve emekçi halkının en derin hissiyatını dile
getirerek bu emperyalist savaşı lanetliyor. İnsanlıktan çıkmayı kabul
etmeyen herkes, emperyalizmin Libya'ya saldırısına karşı çıkmalıdır.
Libya halkı emperyalizme boyun eğmeyecek
21 Mart 2011
Dünya kapitalist
sisteminin en saldırgan emperyalist üçlüsü, Amerika, İngiltere ve
Fransa'nın Libya'ya yönelik vahşi saldırısı sürüyor. Sömürgeci
haydutlar, Libya halkının tepesine füzeler ve ağır bombalar yağdırıyor.
Sözüm ona "sivilleri ve sivil yerleşimleri korumak" bahanesiyle
başlatılan bu kapitalist sömürgeci Haçlı Seferi, daha şimdiden üç
aylık bir bebenin de içinde olduğu yüzlerce sivilin ölmesine, binlerce
sivilin yaralanmasına, şehirlerin su, elektrik ve kanalizasyon
sistemlerinin tahrip edilmesine yol açtı. Savaş NATO karargâhından
yönetiliyor.
Bütün dünyada insanlar, Japonya'daki nükleer
felaketi endişeyle izler ve felaketin daha da büyümemesi için büyük
devletlerin harekete geçmesini beklerken, kâr ve iktidar hırsıyla
gözleri dönmüş emperyalist efendiler, yeni bir savaş başlattılar. En son
teknolojik ölüm araçlarıyla Libya halkını vuran emperyalist vahşetin
sonuçları ortaya çıktıkça, halkların, sade insanların, saldırıya duyduğu
tepki artıyor.
Libya saldırısına doğrudan doğruya katılmayan,
ama ellerinde imkân olduğu hâlde Güvenlik Konseyi'nde çekimser kalarak
saldırının yolunu açan Rusya, Çin ve Almanya'nın "üzüntü beyanları" ise,
timsahın gözyaşları olmaktan öteye gitmiyor. Arap Birliği Genel
Sekreteri Amr Musa'nın, "biz sivillerin vurulmasını istememiştik"
sızlanması da sahtekârlıktan ibaret.
Sömürgeci saldırganların,
yanlarına irili ufaklı Batılı faşist, ırkçı, dinci, muhafazakâr ve
liberal yönetimleri alarak ve Arap şeyhlerinden, krallarından,
diktatörlerinden, generallerinden oluşan korucular ordusunu da talan
sürüsüne katarak yürüttüğü bu yeni Haçlı Seferi, Türkiye kapitalist
egemenlerinin bölge halklarına karşı Batı emperyalizminin maşası
olmaktan vazgeçmediğini de gösterdi.
AKP yönetimi, bütün ilkeli
dış politika iddiasına rağmen; zalimlere karşı mazlumun yanında olmak,
bölge halklarının birliği için çalışmak, barışçı olmak, savaşa karşı
olmak sloganlarını dilinden düşürmediği hâlde; bölge gücü olmak
hedefiyle, bölge halklarına, İslam dini ve kültürüne dayanan kardeşlik,
ortak tarih, ortak gelecek edebiyatı yapmasına rağmen; karar noktasına
gelince, çark etti, "NATO'nun Libya'da ne işi var?" çıkışını unuttu ve
yine Arap ve bölge halklarına ihanet etti. Arap ve İslam dostu olmakla
övünen Erdoğan, Gül, Davutoğlu, Arınç; neredesiniz?
CHP lideri
Kemal Kılıçdaroğlu ise, kendini ABD, Avrupa Birliği ve İsrail'e
beğendirme gayretkeşliğine devam ederek, inanılmaz bir aymazlıkla,
"Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyi karar aldığına göre, Libya'ya
harekât uluslararası meşruiyet kazanmış demektir" diyebildi. Hakkını
yemeyelim, aslında kan dökülmesini istemezmiş, ama maalesef başka çare
kalmamış! Şöyle devam ediyor: "Bu tür bir operasyonun daha farklı
yapılmasını arzu ederdik, kan dökülmemesi için, ama koşulların uygun
olmadığı yönünde bazı bilgiler geliyor, Kaddafi'nin direndiği yönünde
bazı bilgiler geliyor." (20 Mart 2011, gazeteler).
Kılıçdaroğlu, bütün halkçılık, ilericilik, demokratlık, bağımsızlıkçılık
iddialarını boşa çıkaracak şekilde hareket ediyor. Emperyalist saldırıya
karşı direnmeyi suç sayıyor. Üstelik bunu, Türkiye'nin Kurtuluş Savaşını
yönetmekle övünen partinin, CHP'nin genel başkanı olarak yapıyor. Nerede
kaldı senin Kuvayi Milliyeciliğin? Kılıçdaroğlu'nun sözünü ettiği
"bilgiler", emperyalizmin kitle aldatma silahı olan dünya kapitalist
medya şebekesinin ürettiği sahte haberler ve yorumlardır. Tıpkı
Yugoslavya, Afganistan, Irak savaşlarında olduğu gibi, dünya kapitalist
medyası, kitlelerin beynini allak bullak etmek üzere korkunç bir
psikolojik savaş yürütüyor. Yalan haberlerle, akıl almaz senaryolarla
önce beyinleri düşürüyor; sonra, gerçek füzelerin, bombaların, ölümün,
katliamın yolunu açıyor.
Dünya kapitalist medya şebekesinin
Türkiye ayağını oluşturan ve Irak'a karşı emperyalist savaş ve işgal
sürecinde Amerikan emperyalizminin her yalanını tekrarlayarak savaş suçu
işleyen Türkiye kapitalist medyası, aynı suçu Libya'ya karşı savaşta da
tekrarlıyor. Libya'ya ve Kaddafi'ye yönelik her yalanı evlerin oturma
odalarına boca ediyor. Gazetecilikle, araştırmacılıkla, meslek
ahlakıyla, dürüstlükle, tarafsızlıkla, haberleri doğrulatmak kaygısıyla
hiçbir ilgisi kalmamış cahiller sürüsü, uzman sıfatıyla ekrana ve
sayfalarına, sadece savaş yanlısı akademisyenleri, büyük şirket yanlısı
iktisatçıları ve hukukçuları, gözünü kan bürümüş emekli polis, asker ve
diplomatları çıkarıyor. Türkiye kapitalist medyasının, Amerikan ve
Avrupa sömürgecilerinin medyası olduğu; militarist kapitalist
zorbalığın vicdansız aleti olarak hareket ettiği; Türkiye halkına da,
Libya halkına da, bölge halklarına da, dünya halklarına da düşmanlık
güttüğü bir kez daha ortaya çıktı.
Libya'ya karşı sömürgeci
savaşın amacı açıktır: Dünyanın dördüncü büyük petrol üreticisi olan
Libya'nın zengin petrolüne el koymak, bu ülkeyi tekrar emperyalizmin ve
siyonizmin üssü durumuna getirmek, Mısır ve Tunus devrimlerini kuşatmak,
bu devrimlerin derinleşmesini ve halk güçlerinin iktidara gelmesini
engellemek, devrim dalgasının diğer ülkelere yayılmasını önlemek, dünya
kapitalist krizinin ABD ve Avrupa işçi sınıflarında ve emekçilerde
yarattığı kitlesel hareketlenmeyi ve devrimci mayalanmayı şovenizm ve
militarizmle durdurmak, kapitalist krizden savaş yoluyla çıkmak. Libya
savaşı, dünya kapitalist egemenlerinin yeni devrimler dalgasını boğmak
için başlattığı karşıdevrimci hamlenin önemli bir ayağıdır.
Emperyalistler, Kore'den Vietnam'a, Laos'tan Kamboçya'ya, Küba'dan
Yugoslavya'ya, Afganistan'dan Irak'a, giriştikleri bütün saldırı ve
savaşları "insani gerekçelere" dayandırdılar; "diktatörlüğe son vermek",
"sivilleri korumak", "demokrasi ve özgürlük götürmek" sloganlarını
kitleleri aldatmak için sis perdesi olarak kullandılar. Tıpkı, Hitler'in
savaşlarını başlatırken yalan haberler, hiç olmamış çatışmalar, sahte
belgeler üretmesi gibi, bütün bu savaşlarda düpedüz yalan
söylediler.
Bu tarih hiç yaşanmamış gibi, Amerika ve Avrupa
liberal solu ile Türkiye'deki onursuz takipçilerinin, emperyalist
yalanlara dayanarak yorum üretmesi, sicili bu kadar kirli saldırgan
devletlerin bomba ve füzeleriyle demokrasi ve özgürlük getireceklerini
savunması, artık işçi sınıflarına, emekçilere, ezilen halklara açıkça
ihanet boyutuna ulaştı. Immanuel Wallerstein'in Libya'ya emperyalist
saldırıya karşı çıkan Hugo Chavez'e çatması (bugünlerde, Fidel Castro'ya
açıkça çatamayanlar Chavez'in ağzının payını veriyorlar) ve apaçık
olguları eğip bükerek kendini rezil etmesi, oportunizmin emperyalizm
işbirlikçiliğine dönüştüğünü gösteriyor. Lütfen herkes, Wallerstein'in
"Libya ve Dünya Solu" başlığını taşıyan 15 Mart 2011 tarihli ibretlik
yazısını okusun.
Libya halkı en olumsuz koşullar altında
direnmeye devam ediyor. Türkiye halkı, kardeş Libya halkının yanında
olacaktır. Libya'da saldırıya uğrayanlar, sadece Libya halkı değil,
bütün Arap halkları, bütün bölge halkları, bütün dünya halkları, Türkiye
halklarıdır, bizleriz. Libya halkına sömürgeci saldırı ve işgale karşı
bu haklı ve meşru direnişinde başarılar diliyoruz.
AKP
ikidarını, bütün kapitalist egemenleri uyarıyoruz: Libya halkına karşı
savaştan uzak durun. Amerikan ve Avrupa sömürgeciliğinin aleti olmayın.
NATO şebekesinin parçası olmayı reddedin. Üsleri kullandırmayın, Türk
uçaklarını ve denizaltılarını Libyalı kardeşlerimizi vurmaya
yollamayın.
İtalyan faşist sömürgecilerine karşı uzun savaşta
yakalanan ve idam edilen Libya kahramanı Ömer El Muhtar, 15 Eylül
1931'de idam edilmeden önce, idam kararını veren mahkeme başkanına şöyle
demişti: "Biz asla teslim olmayız. Ya kazanırız, ya ölürüz. Bizden
sonraki nesillerle de savaşacaksınız. Bana gelince. Ben, cellatlarımdan
daha uzun yaşayacağım."
Ömer El Muhtar yaşıyor. Libyalı yeni
nesiller de sömürgecilerle savaşmaya devam ediyor. Zafer, eninde
sonunda, direnen halkların olacak. Emperyalist saldırganlar yenilecek.
Libya halkı, kendi yurdunda bağımsız, özgür ve kendi kaderinin efendisi
olarak yaşayacak.
Emperyalist haçlı seferine
katılmayın
23 Mart 2011
Fransız Basın Ajansı AFP'nin bildirdiğine göre, NATO sözcüsü General
Pierre St Amand, Libya'yı denizden kuşatmak için, NATO üyesi altı
ülkeden toplam 16 savaş gemisi ve denizaltının görev yapacağını
açıkladı. NATO sözcüsüne göre, Türkiye de Libya'ya 4 firkateyn, 1
yardımcı gemi ve 1 denizaltı gönderecek.
AKP hükümetini bu
konuda derhâl açıklama yapmaya davet ediyoruz. Bu haber doğru mudur?
Türkiye halkından gizleyerek böyle bir karar aldınız mı? Zamanında
Dolmabahçe önüne demirlemiş İngiliz işgal donanmasının acısını yaşamış
Türkiye halkının, kardeş Libya halkına yönelik saldırıya karşı öfkesi ve
tepkisi ortadayken, böyle bir suça ortak oldunuz mu?
Türkiye,
Libya halkına karşı savaşın ve işgalin parçası olmamalıdır. Hükümeti,
eğer doğruysa, bu kararından geri döndürelim. İşçi sınıfı, bütün
emekçiler, sosyalist, devrimci, ilerici, yurtsever partiler, DİSK,
Türk İş, KESK, gençlik dernekleri, meslek odaları, köylü
birlikleri, üniversiteler, dürüst basın, bütün barışseverler, bütün
yurtseverler, hükümetin bu kararını iptal ettirmek üzere derhâl harekete
geçmeliyiz. Parlamentoda temsil edilen muhalefet partileri bu konuda
derhâl önerge vermeli, genel görüşme ve gensoru mekanizmasını harekete
geçirmelidir.
Arap ve İslam dostluğuyla övünen, bölge
halklarının birliğini savunduğunu iddia eden AKP iktidarı, size
sesleniyoruz: "Zulme karşı susan, dilsiz şeytandır" ilkesi sizin için
boş bir propaganda sloganı mıdır? Emperyalist donanmaların parçası
olmayı kabul ettinizse, zulme karşı susmakla yetinmiyor, zalimin suç
ortağı oluyorsunuz. Bakın, 21 Mart gecesi katıldığı televizyon
programında konuşan Fransız İçişleri Bakanı Claude Gueant, "Tanrıya
şükürler olsun ki, Cumhurbaşkanımız Nikolas Sarkozy, Haçlı Seferi'nin
önderliğini yaparak önce BM'yi, ardından da Arap Birliği'ni ve Afrika
Birliği'ni harekete geçirdi" dedi. Arap ve İslam halklarına karşı Haçlı
Seferi'nin peşine takılan "koyu dindar Müslümanlar" olmayı içinize
sindirecek misiniz?
Kuvayi Milliyecilikle övünen CHP yönetimi,
size sesleniyoruz: Emperyalist bombalara ve füzelere karşı vatanını ve
haklarını savunan Libya halkına karşı, emperyalizmin ölüm makinesi
NATO'nun parçası olmayı nasıl içinize sindireceksiniz?
Dünya
kapitalist sisteminin efendisi Batılı hükümetler, demokrasinin ve
uluslararası hukukun bütün ilkelerini ayaklar altında çiğniyorlar.
Dünyayı ortaçağ barbarlığına mahkûm ediyorlar. Libya halkına ölüm
yağdıran saldırganlar bir haçlı seferi başlattıklarını küstahça ilan
ediyorlar. Emek, kültür, adalet, barış, özgürlük, eşitlik, kardeşlik,
hukuk, uygarlık, çağdaşlık değerlerinden birini bile savunan hiçbir
insan, bu katliama göz yummamalıdır.
***
Yukarıdaki yazı daha yayınlanmadan, AKP'den, NATO
sözcüsünün verdiği haberi doğrulayan bir açıklama geldi. AKP Meclis
Grubu Başkan Vekili Bekir Bozdağ, Libya'ya yönelik silah ambargosunu
denetleyecek NATO deniz gücünde Türk Silahlı Kuvvetleri unsurlarının da
görev almasını öngören tezkerenin Türkiye Büyük Millet Meclisi'ne
sunulmasının ardından yarın Genel Kurulda görüşülmesinin planlandığını
bildirdi.
Yani, İslamcı AKP yönetimi, emperyalist Batı'nın
düzenlediği Haçlı Seferi'nin parçası olmayı içine sindiriyor. CHP ve BDP
başta olmak üzere bütün muhalefet partilerini tezkereye karşı çıkmaya,
savaşa hayır demeye çağırıyoruz. Sade AKP milletvekilleri de yönetimin
bu kararına karşı halkın ve vicdanlarının sesini dinlemelidirler.
Meclis, mazlumun yanında olmayı vazgeçilmez değer sayan Türkiye halkının
Libya halkıyla dostluk, barış ve dayanışma iradesine uymalıdır. 8 yıl
önce Irak'a karşı savaşa katılmayı öngören 1 Mart tezkeresini reddettiği
gibi, Libya'ya karşı haçlı seferi tezkeresini de geri çevirmelidir.
Direnen Libya'ya Destek Yürüyüşü
23 Mart 2011
Libya'ya yönelik emperyalist saldırıyı dün
(22 Mart 2011 Salı) saat 19:00'da İstanbul'da yaptığımız yürüyüş ve
basın açıklamasıyla protesto ettik. Ürün taraftarlarının, Birlik
Dayanışma emekçilerinin ve TÜM İGD'li gençlerin katıldığı protesto
yürüyüşü Galatasaray Lisesi önünde başladı ve Fransız Başkonsolosluğu
önünde yapılan basın açıklamasıyla tamamlandı.
Coşkulu protesto
eylemi halkın büyük sempatisiyle karşılaştı. "Diren Libya, seninleyiz",
"Libya halkı emperyalizme boyun eğmeyecek", "Zafer direnen halkların
olacak", "Savra hatten nasr" (Zafere kadar devrim) sloganları çevredeki
halkın alkışlarıyla karşılandı. İstanbul'da bulunan bazı Libyalılar ise,
yanımıza gelip yürüyüşe katıldılar ve Türkiye devrimcilerinin Libya
halkıyla dayanışmasına teşekkür ettiler.
Yapılan basın
açıklamasında, Fransız, İngiliz ve Amerikan emperyalistlerinin
ikiyüzlülüğü teşhir edildi. Bütünüyle gayrimeşru nitelikteki bu ölüm
saldırısının sömürgeci bir Haçlı Seferi olduğu vurgulandı. Libya
petrollerine el koymak, Libya'yı emperyalizmin üssü durumuna getirmek,
Arap dünyasındaki devrimleri kuşatmak ve boğmak, dünya kapitalist
krizinin yüküne karşı direnen Avrupa ve Amerikan işçi sınıfları ile
emekçi tabakalarını şovenizm ve militarizmle zehirlemek amacını taşıdığı
açıklandı. Emperyalist egemenlerin, krizden devrimle çıkılması
seçeneğini önlemek üzere savaşa başvurduğu belirtildi.
Açıklamada, AKP iktidarının ve CHP yönetiminin, NATO'nun baskılarına
boyun eğmesi protesto edildi. Amerikan ve NATO üslerinin kapatılması,
NATO'dan çıkılması talep edildi. Türk uçaklarının, gemilerinin ve
denizaltılarının emperyalist haydutların emrine verilmemesi istendi.
Hükümetin, Türkiye halklarının en derin duygularına saygı göstermek
zorunda olduğu; insanlığa karşı suç işleyen emperyalist zorbalara karşı
çıkmaz, Libya savaşına karşı kesin tavır almazsa, sadece Libya halkına
değil, bütün bölge halklarına ve bizzat Türkiye halklarına ihanet etmiş
olacağı vurgulandı.
Basın açıklamasında, Libya halkına Türkiye
işçi ve emekçilerinin en içten dayanışma duyguları iletildi. Libya
halkının direnişini zafere kadar sürdüreceğine, Ömer El Muhtar'ın ve
1969 devrimcilerinin yolunu izleyeceğine duyduğumuz inanç dile
getirildi. Zafer sömürgeci katiller sürüsünün değil, Libya halkının
olacaktır. Obama, Sarkozy, Cameron gibi kapitalizm uşakları, yaptıkları
katliamların hesabını er geç verecekler. 1980'lerden 2000'lere kadar
süren tek yanlı neoliberal kapitalist saldırı dönemi sona erdi. Yeni
devrimler çağı başladı; işçi sınıfları, emekçiler, halklar artık bütün
meşruiyet masalları iflas eden emperyalizme ve kapitalizme boyun
eğmiyor. Kapitalist Haçlı Seferlerini elbirliğiyle durduracağız.
Egemenler, Libya'ya savaş tezkeresini kabul
etti
24 Mart 2011
Bugün
Türkiye Büyük Millet Meclisi'nde yapılan gizli oturumda AKP iktidarı,
CHP ve MHP'nin desteğiyle Libya'ya karşı emperyalist savaşa katılma
kararı aldı. BDP ve DSP ise, Türkiye halklarının Libya'yla dostluk ve
barış iradesine uygun olarak savaş tezkeresine hayır oyu verdi.
Egemen kapitalist sınıfın çeşitli kanatlarının ortaklaşa aldığı bu
kararla, Türkiye, silahlı kuvvetlerini emperyalist savaş makinesi
NATO'nun vahşi saldırısının emrine veriyor. Türkiye halkları, Libya
halkına karşı NATO filolarının ve donanmalarının yürüttüğü sömürgeci
saldırının bir parçası olmanın utancını kendilerine yaşatan AKP, CHP ve
MHP'den hesap soracaktır.
Arap ve İslam halklarının dostu
olmakla övünen AKP, Irak'a karşı 1 Mart 2003 tezkeresini getirmiş, ama
Meclis'ten geçirememişti. Bugün de Libya'ya karşı savaş tezkeresini
getirdi ve bu kez kabul ettirdi. AKP gerçek yüzünü bir kez daha
gösterdi. AKP, Arap ve İslam halklarının değil, Amerikan ve Avrupa
emperyalizminin dostudur. Uluslararası kapitalist haydutların
koruculuğunu yapan Arap şeyhleri ve krallarıyla birlikte, emperyalizmin
işbirlikçiliğini yapmaktadır. Türkiye işçi sınıfının, emekçilerin ve
ezilen halkların düşmanı olduğu gibi, bölge halklarının ve bütün dünya
halklarının da düşmanıdır. AKP yönetiminin dini kapitalizm, putu
Amerika, mabedi NATO'dur. İslam inancında samimi olsalardı, Amerika'dan
değil, Allahtan korkarlardı.
CHP yönetimi, 1 Mart 2003'te Irak
tezkeresine red oyu vermişti. Bugün ise Libya tezkeresine kabul oyu
verdi. Kemal Kılıçdaroğlu yönetimi, CHP'yi ABD'nin, AB'nin, NATO'nun
hizasına getirerek iktidara geleceği ham hayalini kuruyor. Emperyalist
savaşın parçası olanlar, ne halkçıdırlar, ne de bağımsızlıkçı.
Emperyalistlerle bir olup kardeş Libya halkının tepesine çökenler,
Türkiye halklarından gereken karşılığı alacaklardır. Halkın iradesine
aykırı davrananlar, gün yüzü göremezler.
Kürt halkının
parlamentodaki temsilcisi BDP, Libya halkına karşı savaşa katılmayı
reddederek halkların kardeşliği ilkesine uygun davrandı. DSP, Amerikan,
Fransız ve İngiliz zorbalarının safında yer almayı kabul etmeyerek
Kuvayı Milliyecilik iddiasını ciddiye aldığını gösterdi. BDP ve DSP,
emperyalizmin gözüne girmek için AKP iktidarıyla yarışan CHP ve MHP'nin
işbirlikçiliğini tescil ettiler.
NATO'nun Libya saldırısını
tezgâhlayan dünya kapitalist sistemini yöneten emperyalist efendiler,
Libya'yı köleleştirmek, petrol kaynaklarına el koymak, Arap devrimlerini
durdurmak, kendi ülkelerindeki işçi ve emekçileri şovenizm ve militarizm
zehriyle şaşırtıp etkisizleştirmek istiyorlar. Bölgeyi ve dünyayı
yeniden fethederek kapitalist krizden savaşla çıkış stratejisini
uygulamaya koyuyorlar.
Savaş tezkeresini halktan gizli bir
oturumla çıkaran Türkiye'nin kapitalist egemenleri, kaderlerini bir kez
daha emperyalist efendilere bağladılar. Boşuna! Halkların gazabı,
efendileri de, uşakları da çarpacak. Hepsi aynı sonu paylaşacak.