Sosyalist Dergi: 31 |  ÜRÜN |
Libya Gündeminden

Katil NATO

5 Mayıs 2011

Amerikan ve Avrupa emperyalizmi ile işbirlikçileri adına dünya halklarına karşı sayısız suç işleyen en büyük terörist örgüt NATO, Libya'ya açtığı faşist savaşta yeni bir katliam gerçekleştirdi. 30 Nisan 1 Mayıs 2011 gecesi düzenlediği hava saldırısıyla Libya lideri Muammer Kaddafi'nin küçük oğlu Seyfülarap Kaddafi'nin evini yerle bir eden NATO, Seyfülarap Kaddafi ile ile en büyüğü 10 yaşında olan üç çocuğunu öldürdü.

Muammer Kaddafi, bu saldırının bir benzerini 1986 yılında da yaşamıştı. O tarihte Amerikan emperyalizminin elebaşı Ronald Reagan'ın emriyle düzenlenen saldırıda, Muammer Kaddafi'nin evi bombalanmış ve 3 yaşındaki kızı öldürülmüştü.

29 yaşındaki Seyfülarap Kaddafi Almanya'da öğrenim görüyordu ve kısa süre önce ülkesine dönmüştü. Seyfülarap Kaddafi sivil bir kişiydi ve bu saldırıyı gerçekleştiren kapitalist emperyalist sömürgeci devletlerin de imzaladığı Cenevre savaş hukuku sözleşmelerine göre, asla bir savaş hedefi olamazdı.

Ülkesine yönelik emperyalist saldırıya karşı direnme cesaretini gösteren Muammer Kaddafi'yi dize getirme gayretiyle oğlunu ve torunlarını öldürerek cezalandıran kapitalist emperyalist haydutlar, bu soğukkanlı katliamı hiçbir şekilde tevil edemezler. Hatırlanacağı gibi, Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyi'nin Libya'ya emperyalist müdahaleye onay veren gayri meşru kararı bile "sivilleri koruma" bahanesine sığınıyordu.

Libya'ya karşı savaşa katılan ve bu katliamın suç ortağı olan Türkiye egemenlerinin, katliamın hemen ardından Libya'yla diplomatik ilişkileri fiilen bitirerek Trablus'taki Türkiye Büyükelçiliğini kapatmaları, sömürgecilere uşaklıkta sınır tanımadıklarını gösteriyor. Arap dostluğu ve İslam kardeşliği sloganları, Türkiye egemenlerinin, emperyalizmin izin verdiği sınırlar içinde kârlarına kâr katmak için bölge halklarına karşı kullandıkları bir maskeden ibarettir. Cezayir savaşında, Irak savaşında, Afganistan savaşında Batı emperyalizminin uşaklığını yapan işbirlikçi kapitalistler, Libya'ya karşı da sömürgecilerin safında yer alarak Türkiye halkının alnına yeni bir leke sürüyorlar.

Recep Tayyip Erdoğan, emperyalizme karşı direndiği için evladı ve torunları öldürülen Muammer Kaddafi'nin acısını paylaşmadı. Aksine, bu acıyı kullanarak ve ölüm sırasının Muammer Kaddafi'ye geldiğini söyleyerek onu teslim olmaya çağırdı. "Torun acısı, evlat acısı gerçekten çok büyük bir acıdır. Kaddafi'nin de bu acıyı yaşadığını biliyoruz" diyen Erdoğan, Kaddafi'ye şöyle seslendi: "Libya liderinin daha fazla kana gözyaşına yıkıma sebep olmadan, kendisi için, ülkesinin geleceği için, derhâl Libya'dan uzaklaşmasını ve yönetimden çekilmesini bekliyoruz." (3 Mayıs 2011, gazeteler). Emperyalizme karşı her fedakârlığı göze alarak direnen halklar, Erdoğan'ın bu sözünü hiç unutmayacaklardır.

Köle ruhlu insanlar, başı dik ve bağımsız yaşamayı vazgeçilmez ilke sayan özgür ruhları asla anlayamazlar. Onların sırf özgürlüklerini ve bağımsızlıklarını korumak için nelere katlanabileceklerini kavrayamazlar. Dünya kapitalist sisteminin elebaşıları, ABD, AB, NATO ve işbirlikçi uşaklar, özgür ruhlu halkların mücadelesini kıramayacaklar. Libya halkı eninde sonunda kazanacak.


AKP'nin suç dosyası kabarıyor

23 Mayıs 2011


Libya halkı ve yönetimi, Amerikan ve Avrupa Birliği emperyalizminin NATO eliyle yürüttüğü faşist sömürgeci saldırıya karşı bağımsızlığını, toprak bütünlüğünü ve petrol kaynakları üzerindeki egemenliğini savunmak için kahramanca direnmeye devam ediyor. Bu direnişi kırmak için emperyalizmin örgütlediği ve silahlandırdığı bir avuç gerici ise Libya halkını arkadan vuruyor.

Vatan haini karşıdevrimcilere NATO uçaklarının ve füzelerinin koruması altında Bingazi'de Libya Ulusal Geçiş Konseyi adlı kukla bir örgüt kurduran emperyalistler, bu kukla örgütü Libya'nın yasal otoritesi olarak kabul ettirmek için bütün dünyada diplomatik bir seferberlik başlattı.

Bu seferberliğin parçası olarak, kukla örgütün başkanı Mustafa Abdülcelil bugün özel uçakla Ankara'ya geldi. Ankara'da iki gün kalacak olan hain Mustafa Abdülcelil, Cumhurbaşkanı Abdullah Gül, Başbakan Recep Tayyip Erdoğan ve Dışişleri Bakanı Ahmet Davutoğlu tarafından resmen kabul edilecek.

Oysa Türkiye halkı da emperyalist işgalin bütün acılarını yaşamıştır. Türkiye'nin bütün yurtseverleri, Mustafa Abdülcelil'in, Kurtuluş Savaşı sırasında işgal ordularının maşalığı yapan yerli hainlerden hiçbir farkının olmadığını gayet iyi bilir.

Kâğıt üzerinde bile olsa Türkiye halkı adına kamu gücünü kullanan hiç kimse, kardeş Libya halkına ihanet eden kuklalara saygı gösteremez. AKP yönetimi, "düvel i muazzama"ya karşı savaşan kardeş Libya halkını arkadan vuran kuklaları saygınlaştırarak Türkiye halkının yurtsever ve enternasyonalist geleneklerine bir kez daha ihanet ediyor.

AKP, Türkiye ve bölge halklarını etkilemek için Arap ve İslam halklarıyla dostluk sloganlarını tepe tepe kullanan bir geleneğin temsilcisidir. Ne var ki, AKP, kullandığı sloganların tam tersini yapıyor; Arap ve İslam halklarına karşı Batı sömürgecilerinin emir eri olarak hareket ediyor. AKP, Irak'ta, Afganistan'da ve son olarak Libya'da sömürgecilerin safında yer aldı. Şimdi de Suriye'ye karşı emperyalizmin oyununa katılmaya hazırlanıyor.

Görüldüğü gibi, AKP'nin Arap ve İslam halklarına karşı suç dosyası kabarıyor. Bugün Libyalı hain Mustafa Abdülcelil'i kabul eden AKP yönetimi, Suriye'de emperyalizmin maşalığını yapan gerici faşist Müslüman Kardeşler örgütünün başı Riyad El Şakfa'yı da, daha geçenlerde, kabul etmiş, ona resmî bir basın toplantısı yaptırmış ve bu basın toplantısını El Cezire'den canlı olarak yayınlatmıştı.

Türkiye halkları, bütün dünya halklarının dostu olduğu gibi, Arap ve İslam halklarının da dostudur. Bu dostluğa ihanet eden AKP, karşısında sadece Arap ve İslam halklarını, bütün dünya halklarını değil, bizzat Türkiye halklarını da bulacaktır.


Kahraman Libya

8 Haziran 2011


Amerikan ve Avrupa emperyalizminin yanlarına korucu uşak devletleri alarak NATO eliyle Libya'ya yönelttiği faşist saldırı, Rusya, Çin, Hindistan, Brezilya gibi büyük devletlerin sessiz suç ortaklığıyla, katliam boyutlarında devam ediyor. NATO uçakları 7 Haziran günü savaşın başlangıcından bu yana en ağır bombardımanı gerçekleştirerek Trablus'u yakıp yıktı. Gündüz saatlerinde yapılan saldırıda 29 kişi öldü.

Hava saldırılarından kısa bir süre sonra bir radyo konuşması yapan Libya lideri Muammer Kaddafi şunları söyledi: "Tek bir seçeneğimiz var: vatanımızı savunmak. Sonuna kadar vatanımızda kalacağız. Ölü, diri, muzaffer farketmez. Asla teslim olmayacağız. Asla diz çökmeyeceğiz. Şehit olmak teslim olmaktan milyon kere daha iyidir."

Emperyalist sömürgecilerin vahşi saldırısına karşı hiçbir devletten yardım almadan tek başına vatanını savunmayı seçen Libya halkı ve yönetimi, 19 Mart'tan bu yana direnişini sürdürüyor. Savaşın başlangıcında, "Kaddafi'nin işi 3 günde bitecek" diye kestirip atan küstah emperyalistler, NATO Genel Sekreteri Anders Fogh Rasmussen'in ağzından "Daha 4 aya ihtiyacımız olabilir" demeye başladılar.

İçeride emperyalizmin kuklası gerici hainlerin çıkardığı isyanla, dışarıda dünya kapitalist sisteminin ekonomik ve siyasal ambargosuyla boğuşurken, dünyanın gelmiş geçmiş en büyük askerî gücü olan NATO'ya karşı kahramanca savaşan Libya, daha şimdiden emperyalizmin kibrine ağır bir darbe indirdi. Libya'nın bu en elverişsiz koşullarda bile emperyalizme karşı direnmeyi seçmesi, bütün dünya halklarına esin kaynağı oluyor. En zor durumdayken bile direnmeye karar veren halklar eninde sonunda zafere ulaşırlar.

Kahraman Libya halkına karşı emperyalizmin safında yer alarak bir kez daha Arap ve İslam halklarına ihanet eden kapitalist egemenlerden ve iktidardaki temsilcileri AKP'den utanıyoruz. Bu utanç kaynağını kurutmak, alnımıza sürülen lekeyi silmek için kapitalizme ve emperyalizme karşı mücadelemizi yükseltmek zorundayız.



 
Yazarın Diğer Yazıları
 MERHABA
 Onbeşleri Andık
 Gündemden
 Oğuzhan Müftüoğlu ve Arkadaslarına Açık Mektup
 Kıbrıslı Türkler Kardeşimizdir, Eşitimizdir, Dostumuzdur
 Libya Gündeminden
 Bıçak Kemiğe Dayandı
 Merhaba
 Atılım Üzerine
 Engin Ardıç'ın İftiracılığı Tescil Edildi
 AKP 12 Eylül Rejiminin Yeni Efendisi
 Şiir: Gerileyen Türkiye Yahut Adnan Menderes'e Öğütler
 Merhaba
 Hrant Dink'i anıyoruz
 Barış bölmez, birleştirir