Sosyalist Dergi: 32 |  ÜRÜN |
15‑16 Haziran 1970'in Derslerini Tartıştık

Suphi'den Bilen'e Gelenek Yaşıyor Girişimi tarafından düzenlenen 15‑16 Haziran etkinliği, Türkiyeli komünistlerin yaşadığımız sürece müdahale yollarının tartışıldığı bir foruma dönüştü. 19 Haziran 2011 tarihinde, saat 14'te Şişli Haldun Dormen Sahnesi'nde yapılan etkinliğe Büyük İşçi Direnişinde yer alan canlı tanıklar, yeni kuşak işçiler, işçi temsilcileri, kamu çalışanları, sendikacılar, TKP Merkez Komitesi üyesi iki yoldaş ve ilerici gençler katıldılar. Tarihin gördüğü en devrimci sınıf olan Türkiye işçi sınıfının en karanlık dönemlerde gerçekleştirdikleri bugün de yolumuzu aydınlatıyor.

Etkinliğin panel bölümünde 3 konuşmacı yer aldı. Konuşma sırasıyla eski DİSK İzmir Bölge sorumlusu ve TKP MK üyesi Cemal Kıral, Birleşik Metal‑İş eğitim uzmanı Gökhan Düren ve Boğaziçi Üniversitesi öğretim üyesi İsmail Kaplan bu büyük işçi mücadelesinden elde edilebilecek dersleri tartıştılar.

Konuşmacılarımızın aktardıklarından öne çıkan başlıklar şöyleydi:

Cemal Kıral, 15‑16 Haziran direnişinin öne çıkan iki boyutu olduğunu belirtti. Bunlardan birincisinin işçi sınıfının kendi gücünün farkına varması ve bu tarihten sonra giderek daha fazla toplumsal ve siyasal hayatta yer almaya başlaması olduğunu söyledi. Diğer boyutunun ise, o dönemin aydınları ile ilerici devrimci gençlerinin ana tartışma malzemesi olan "işçi sınıfı var mıdır, yok mudur" konusuna son noktayı koyması olduğunu belirtti.

Gökhan Düren, tarihten gelerek günümüzdeki metal işçilerinin mücadelesinin nasıl benzerlikler içerdiğini aktardı. Yıllardır kader gibi süregelen Hükümet‑Mess‑Türk Metal kıskacının bu yıl nasıl kırılabildiğini anlattı. Çok farklı siyasi anlayışlara sahip genç işçi kitlesinin baskısı ile MESS'in dayatmalarının yok edilebildiğini ve çizilen çerçevenin iki katı hak elde edilebildiğini aktardı. Bu durumun, daha büyük yığınlarda mücadele edilirse başarı da geliyormuş duygusunu tetiklediğini söyledi.

İsmail Kaplan, son genel seçimlerde AKP'nin aldığı yüzde 49.9'luk oy ile tarihte Demirel'in aldığı oylarla bağ kurduğu konuşmasında, seçimlerin devrimci mücadelenin toplumsal etkisini birebir yansıtmadığını gösterdi. 1965 ve 1969 seçimlerinde Adalet Partisi'nin aldığı oyların oranı yüzde elliye yaklaşmasına rağmen, DİSK'in kurulabildiğini, sosyalist fikir kulüplerinin yaygınlaşabildiğini, devrimci gençlerin etkisinin giderek arttığını anlattı. Bugünkü dünya işçilerinin pek çok ülkede yeniden haklarını aramaya başlamasının, yeniden devrimlere yönelmesinin etkilerinin mutlaka ülkemize geleceğini belirtti. Metal işçilerinin büyük başarılarının altında bu etkinin de aranması gerektiğini söyledi.

Her üç konuşmacı da, katkı bölümlerinde, işçi sınıfının siyasal örgütünün mutlaka yeniden yaratılması konusunda hemfikir olduklarını belirttiler.

Canlı tanıkların anlattıkları o dönemin işçilerin yaklaşımları konusunda çok net fikirler verdi. İşçilerin nasıl haklarını savundukları, DİSK üyesi olmayan işçilerin bile sınıf kardeşleri için sokaklara çıktıkları, yasaların nasıl da gerektiğinde yırtılıp atılabileceği canlı tanıkların ağzından aktarıldı.

Son olarak ilerici gençliğin enerjisini yansıtan Güneşi Dünya müzik grubu, devrim türkülerini katılımcılarla paylaştı.


 
Yazarın Diğer Yazıları
 Cengiz Çandar'ın Yeni Hedefi
 Yanlış Tarih, Yanlış Politika
 Ordu ve AKP
 Hesap Vakti
 Akıl Tutulması
 Tarih Hızlanıyor
 Merhaba
 Gündemden
 Haydi, Devrimci Dayanışmamızı Göstermeye
 Libya Gündeminden
 1 Mayıs Gündemi
 Seçimden Önce
 12 Haziran 2011 Seçiminde Tutumumuz
 12 Haziran 2011 Seçim Sonuçları
 Seçimden Sonra