Sayı 4 Aralık 1989 10 Eylül'den
10 Eylül'den
"Dergimizin Kasım 1989 tarihli 3. sayısı toplatılmadı" diye başlayan bu sunumuz dizgideyken, 21 Kasım'da toplatma kararı çıkartıldı. "Yurtdışındaki sosyalistlerin Frankfurt tartışmaları" haberimizde ırkçılık, «Oktobr 1917: De te fabula narratur» yazımızda komünizm propagandası ve "Tarihten" bölümünde yer verdiğimiz "Lenin ve Türkiye" başlıklı yazıda yine komünizm propagandası "suçu" bulunmuş. Böylece 10 Eylül'ün ilk üç sayısının hepsi toplatılmış oluyor. Bu olgu, ülkemizde insan haklarının, basın özgürlüğünün, düşünce ve ifade özgürlüğünün düzeyini çırılçıplak gözler önüne seriyor. Altında Türkiye Cumhuriyeti'nin de imzası bulunan, Birleşmiş Milletler Örgütü'nce kabul edilen İnsan Hakları Evrensel Bildirgesi'nin giriş bölümünde insan haklarının tanınmaması, yok sayılması ya da çiğnenmesi durumunda insanların direnme hakkını kullanacakları yazılıdır. Bu direnmenin tek biçiminin ne pahasına olursa olsun dergimizi yayımlamak, düşünce ve ifade özgürlüğümüzü fiilen kullanmaktan ibaret kalmayacağı açıktır. En temel hakları benzer biçimde çiğnenenlerin birlikteliğiyle insan olmaktan doğan direnme hakkının kullanılmasının sorumlusu, açıktır ki temel hakları ayaklar altına alanlar olacaktır.
* * *
Kasım ayında gazetelerde garip ilanlara rastladık. İ. Bilen'i saygıyla anıyoruz diye. Mustafa Asım Hayrullahoğlu'nu saygıyla anıyoruz diye. Kim ola ki bu kişiler? Mustafa Hayrullahoğlu "1982 Anayasası'na hayır" dediği için öldürülmüş! Bu ilanlan verenler kim acaba? İ. Bilen onların dedeleri mi, okul arkadaşları mı, yoksa sevdikleri tarih öğretmenleri mi? Ya Mustafa Asım Hayrullahoğlu'nun nesi oluyorlar acaba? Amcaoğulları mı, komşuları mı, yoldaşları mı? Kimi şeyler tevil götürmüyor. Yapılan, İ. Bilen ve Mustafa Asım Hayrullahoğlu'na saygısızlık oluyor. Kimse Türkiye Komünist Partisi'nin yönetici ve üyelerini saygıyla anmak zorunda değil, ama anmak ihtiyacı duyuyorsa da saygıda kusur etmemek zorunda. Aralık ayında TKP MK Politik Büro üyelerinden A. Saydan ve TKP Doğu Anadolu yöre komitesi üyelerinden Mehmet Çakmak'ın ölüm yıldönümleri var. 10 Eylül, yaşamlarını Türkiye komünist ve işçi hareketine adamış bu iki savaşerini, yaşamlarından ve savaşımlarından gereken dersleri çıkartarak, hatalarını tekrarlamamak bilinciyle ve saygıyla anıyor.
* * *
10 Eylül'ün 1. sayısı Ankara, İstanbul ve İzmir'de ticari dağıtım kanalına 1400 adet dolayında verilmişti. Sonucu Kasım sonunda alındı. Toplatılmış olmasına karşın 1. sayı bayilerde 1000 dolayında satıldı. Değişik il ve bölgelerdeki, ayrıca yurtdışındaki dost ve okurlarımızın dergi talebi de 1000'i aştı. Böylece 10 Eylül'ün 1. sayısı 2000 okura ulaşmış oldu. Marksizm-Leninizm'e çok yönlü saldırıların yoğunlaştığı koşullarda, onun arılığını korumayı bayrak edinen 10 Eylül'ün, aylık dergilerin ortalama satışları da göz önünde bulundurulduğunda, 2000 okura ulaşması sevindiricidir. Gerek ticari kanalda yeni arayışlarla, gerekse değişik il ve bölgelerdeki ve yurtdışındaki dost ve okurlarımızın aktif katkılarıyla bu sayının daha da artırılması hedeflenmelidir. Bu hedef her 10 Eylül okurunun önünde durmaktadır.
Dostça selamlanmızla.