12 Eylül faşizminin koruması ve sözde yargılamasında dahi, MHP başbuğu 600
kişinin katledilmesinden sorumlu tutulup çete reisi olarak sıkıyönetim askeri
mahkemesince mahkûm edilen bu çete reisi ve militanlarının bu cezaları askeri
yargıtayda bilinerek süre aşımına uğratılmıştı.
Süleyman demirel, başbakan yardımcısı olan bu reisin ve militanlarının
katliamlarını suç saymayarak, "Bana sağcılar suç uşlemiştir dedirtemezsiniz"
diyerek suç ortaklığı yapıyordu.
Çünkü, Süleyman Demirel'in bu savını o günden bu güne kadar devam edegelen ve
etmekte bulunan binlerce yargı kararı yalanlamış, binlerce sağcı katliamcı cani
mahkeme kararları ile mahkûm olmuştur.
Bugünlerde 150 milyon dolara özelleştirilen kamu bankalarının içi tümü ile
boşaltıldıktan sonra özelleştirenlerce, 650 milyon dolara yeniden
kamulaştırılmaktadır.
Bunlar arasında geleneksel yeğenlerden hayali ihracatçı Yahya Demirel'den
sonra, adına bir ad daha ilave ederek, onu da aşan tarzda Yahya Murat Demirel
yeğen EGEBANK'ın içini tümü ile boşaltıyor.
Onu, cumhurbaşkanlığı döneminde koruyabilen amca, bu konumu yitirince, aynı
korumayı yapamasa bile, "Bunları söylemek bana düşer" diyerek, 20 Kasım günü tüm
hortumcuların avukatlığını üstlenerek, belki de hayatında ilk kez doğru şeyler
söyleyerek diyor ki, "Yöneticilere sesleniyorum: Hem pazar ekonomisi
diyeceksiniz, hem serbest pazar diyeceksiniz, hem liberal ekonomi diyeceksiniz,
hem de liberal siyaset diyeceksiniz, sonra da kalkıp bu hortumlamaları, bu
soygunları suç sayacaksınız, bu anlaşılır şey değildir, bu olmaz" diyordu.
Bununla belki de ilk kez doğru şeyler söylüyordu. "Siz hem pazar ekonomisi,
hem serbest pazar hem liberal ekonomi, hem de liberal siyaset" diyorsanız, zaten
bu soygunlara, vurgunlara, hortumlamalara karşı söz söylemeye ve bunları
yapanları suçlamaya hakkınız yoktur.
Çünkü, bu soygun, bu vurgun, bu hortumlamalar seçtiğiniz pazar ekonomisi,
liberal ekonomi ve liberal siyasetinizin doğal bir sonucu ve ayrılmaz
parçalarıdır.
Süleyman Demirel'e bu bağlamda aynen katılıyorum ve doğru sözleri için
kendisini kutluyor, seslendiği yöneticileri de uyarıyor, halkımızı da uyanmaya
çağırıyoruz.