Bizim ülke yöneticilerinin ağzından düşmeyen bir söz vardır: "Türkiye'yi, tüm
dünyaya örnek gösterilecek bir ülke haline getireceğiz!"
Halkımızın çoğunluğu, bu arada kendini bilmez solcular bu laflara gülüp
geçerler. Halkımız bu çok mana taşıyan sözlerin anlatmak istediği ulvi niyeti
anlamayabilir; ama kendini araştırmacı, dünyayı kavramaya yetkin gören solcular
niye bu söze karşı çıkarlar anlamak zordur. Solcuların iddiasına göre, gelir
dağılımı Afrika'daki eski sömürge ülkelere göre bile çok bozulmuş, insan
haklarının sürekli ihlal edildiği, hiçbir hak arama talebine izin verilmeyen bir
ülkenin bırakın dünyaya örnek olmasını, kendi halkına bile kendisini kabul
ettirmesi zor, hatta imkânsızdır.
Bakın bu söylediklerimizi hemen kanıtlayalım da, halkın kafasına nifak
sokmaktan başka bir iş bilmeyen kötü niyetli solcular utansın. Türkiyemizin son
yıllarda gösterdiği performans o kadar göz yaşartıcı ve parlak olmuş ki, sonunda
dünyada bizi takdir eden ülkeler de çıkmaya başlamış. Böylece, halkımızın uzun
zamandır kapıldığı yalnızlaşma duygusunun aslında hiç temeli olmadığı da
anlaşılmıştır. "Türkiye'de iyi işler de oluyor" diyen Sabah, Milliyet gibi büyük
medya holdinglerinin aslında haklı olduğu da bu şekilde kabul edilmiş
sayılabilir elbette.
Şimdi bu sözleri söylememizi sağlayan gazete haberini okuyalım:
"Endonezya'da sükûneti dün yine öğrenciler bozdu. Reform yanlısı öğrencilerin
başkent Cakarta'nın sokaklarında küçük gruplar halinde yaptığı hükümet karşıtı
gösteriler olaysız sona erdi. Devlet Başkanı Yusuf Habibi'nin danışmanı Devi
Fortuna Enver, Türkiye'nin, şiddet olaylarını engellemekteki başarısızlığı
yüzünden halkın gözündeki popülaritesini kaybeden Endonezya ordusu için örnek
teşkil edebileceğini söyledi.
Enver, partiler anayasaya karşı hareket ettiği zaman müdahale etme seçeneğini
açık tutarak ordunun nasıl siyasal hayattan çekildiğini öğrenmek için Türkiye
örneğine bakılması gerektiğini söyledi. Habibi'nin sözcüsü, ülkenin güçlü
kurumlarından biri olan ordunun insan hakları ihlalleriyle ününü kaybettiğini
ifade etti. Enver, Türk ordusunun, bir partinin devletin temel ideolojisini
değiştirmeye çalışarak tehdit oluşturduğu takdirde müdahale seçeneğini
koruduğunu belirtti. Enver'e göre, Endonezya'da bir parti ülkeye şeriat
getirmeyi istediği takdirde ordu müdahale edebilir. Ancak, Habibi'nin danışmanı,
"Ordu ilaç gibidir. Kâfi miktarda almalısınız, fazlası öldürücü olabilir" dedi."
(25 Kasım 1998, Radikal)
Gördüğünüz gibi güzide ülkemiz tüm dünyaya örnek olmanın ilk adımını atmış
durumda. Dertlenmeye gerek yok. Her ne kadar Türkiye, şimdilik yalnızca ordunun
siyasal hayatta aldığı rolle dünyanın kimi diktatörlerine örnek oluyorsa da, bu
yarın başka yönleriyle de örnek olamayacağı anlamına gelmez, değil mi?
İşin şakası bir tarafa bırakılırsa, emekçi halkımızın yıllardır çektiği
acıları, amansız sömürü düzenini ortadan kaldırmak ve Türkiye'yi aydınlık,
ilerici dünyanın örnek alacağı bir ülke haline getirmek de gene emekçilerin
elinde.