Sosyalist Dergi: 9 |  Arsızlar |
ÜZEYİR GARİH’İN SON SÖYLEŞİSİ!

Ülkenin gündemi çok hızlı değişince, kamuoyunu bir hayli meşgul eden olaylar bile, bir müddet sonra tavsıyor ve unutuluyor. Aynen Üzeyir Garih olayında olduğu gibi. Ama biz hiç olmazsa toplumun öncüsü komünistlerin kollektif bir hafızayı diri tutmalarını amaçlamaktayız. Bu nedenle, Garih’in yaptığı bir röportajın öylesine heba olup gitmesine gönlümüz pek razı olmadı. Gündemden düşmüş sayılsa bile söylediklerinin her iklim ve koşulda geçerli olduğu gerçeğini her zaman hatırlamak gerekir herhalde.

İşte, yukarıda değindiğimiz gibi, geçen Ağustos ayının en çok gündemde kalan konusu, Üzeyir Garih’in gerçekten de hunharca bir şekilde öldürülmesiydi. Aslında bu şekilde öldürülmüş bir insanı, her ne söylemiş olursa olsun Arsızlar arasına almak ne kadar uygun olur diye kendi kendimizi sorguladık. İlk tepkimiz bu söylenenleri yok saymak ve kendi açımızdan unutmak diye ortaya çıktı. Ama sonuçta, aşağıda okuyacağınız sözü Garih’in söyleyip söylememesi bir anlam taşımıyor; bu söylenenler bir sınıfın bakış açısını yansıttığı için önemlidir kararına vardığımız için yayınlamayı tercih ettik.

Garih’in öldürülmesi çok hunharca olduğu için, onun burjuvazinin “rafine” temsilcilerinden biri olduğu gerçeği pek gündeme gelmedi. Belki, kendisinin Yahudi olması ve bunu gizlememesi, biraz ortağının sosyal demokrat kulvarda yürümesi gibi özellikler bir araya gelince, diğer yönlerine pek fırsat kalmamış olabilir.

Bizlerin unutmaması gereken nokta, Garih her şeyden önce bir kapitalistti ve işveren olmanın bütün gereklerini yerine getirirdi. Yani, Alarko holding bünyesindeki bütün sendikal faaliyetleri engellemesi, sendikayı yok etmek için kimsenin gözyaşına bakmaması vs. İşçiyi ve çalışanları ezen şirket kültürünü yerleştirmek için büyük çabalar sarfeden Garih bakın bu durumu nasıl ifade ediyor:

“İnsanın da, tıpkı şirketler ve devletler gibi disiplin içinde yaşaması gerektiğini kaydeden Garih, ‘Önemli olan sistemdir’ diyordu. ABD’yi George W. Bush gibi bir çılgının yönettiğini ‘ söyleyen Garih, ‘Bush da yönetir, Clinton da. Sistem oturmuşsa, her ortalama Amerikalı ABD’yi yönetebilir’ demişti.

Türkiye’nin temel açmazını da ‘sistemin oturmaması’ olarak gösteren Garih, devletlerin şirketlere benzediğini savunarak, şöyle konuşmuştu:

‘Devletlerin vatandaşları var, şirketlerin çalışanları. Devlet vergiyle geçinir, şirketler kârla. Devletin dış düşmanları olur, şirketlerin de sendikaları...’

Milliyet, 26.8.2001

Kapitalist sınıfın genel olarak emek hareketine, ekonomik ve demokratik hak alma mücadelesine bakışının ne olup olmadığı ancak bu kadar net anlatılabilirdi. Bu sözleri eden Garih, kimilerinin yaptığının aksine, endüstriyel ilişkilerde sendikaların rolü gibi, sosyal partner olma şartı gibi süslü püslü sözler etmemiş, ağzındaki baklayı çıkarmayı tercih etmiş. Diğerleriyle arasındaki tek fark bu idi.

 
Yazarın Diğer Yazıları
 SSK'yı işçiler batırdı!
 OLUMSUZ Mehmet Y. Yılmaz
 Maliye rantiye peşinde (imiş)
 YORUMSUZ
 Rıdvan Budak
 ÖRNEK ÜLKE, TÜRKİYE
 ESNEKLEŞTİRME Mİ, BELKEMİKSİZLEŞTİRME Mİ
 ÜZEYİR GARİH'İN SON SÖYLEŞİSİ!