Türkiye işçi sınıfının öncü siyasal örgütü Türkiye Komünist
Partisi 90 yaşında. Dil, din, ırk ve cins ayrımı olmadan işçi sınıfının ve emekçilerin kendi kendilerini yönettikleri demokratik ve sosyalist bir düzeni, savaşsız ve sömürüsüz bir
dünyayı savunan TKP, 90. yılını kapitalist zorbalara ve onların
emperyalist efendilerine karşı mücadele içinde kutluyor.
Türkiye Komünist Partisi, özelleştirme ve vurgun politikasına pervasızca devam eden işbirlikçi AKP'nin dizginsiz bir güce kavuşmak için
düzenlediği anayasa referandumunda hayır bayrağını yükseltiyor. 12 Eylül faşizminin otuzuncu yıldönümünde AKP'yi durdurarak 12 Eylül rejimine kökten son veren, işçi sınıfının ve ezilen halkların temel istemlerini karşılayan yeni, demokratik,
bağımsızlıkçı ve özgürlükçü bir anayasanın yolunu elbirliğiyle açmaya çalışıyor.
Türkiye Komünist Partisi, kapitalist sömürüye karşı koyan emekçilerin
grev, direniş ve gösterilerinde onlarla omuz omuza yürüyor.
Özelleştirme ve taşeronlaştırmayla köşeye sıkıştırılan işçilerin, sigortasız çalıştırılan gençlerin, iş güvenliğinden yoksun koşullarda madenlerde, tersanelerde ölüme
sürüklenen emekçilerin, ataması yapılmayan öğretmenlerin, çiftini çubuğunu terk etmek zorunda kalan çiftçilerin, ürününü değerlendiremeyen köylülerin, üniversite kapısından döndürülen öğrencilerin, dört duvar arasına hapsedilen kadınların, siftah
yapamayan esnafın, ayrımcılığa uğrayan Aleviler'in haklarını savunuyor. İşsizlik belasına karşı herkese iş, herkese insanca geçim ilkesini benimsetmeye çalışıyor. Özelleştirilen bütün işletmelerin tekrar kamulaştırılmasını, halkın demokratik
denetimi altında kamu işletmeciliğinin yaygınlaştırılmasını talep ediyor. İşbirlikçi kapitalizmin Amerika, Avrupa ve NATO'ya kölelik politikasına karşı savaşıyor. Tam bağımsızlığı savunduğu gibi, Türkiye'nin komşu halklara karşı savaş ve
atom üsleriyle donatılmasına da karşı çıkıyor; İncirlik üssünün kapatılmasını istiyor.
Türkiye Komünist Partisi, 90 yıllık tarihi boyunca işçilerin birliği,
halkların kardeşliği ilkesinden yana olmuştur. Şovenizmi ve
ayrımcılığı kesinlikle reddetmiş, bütün halkların eşitliği ve özgürlüğünü savunmuştur. Kürt halkının kendi kaderini belirleme hakkını ve onurlu bir barışa kavuşma arzusunu
destekleyen TKP, emekçi kitlelerin ortak mücadelesi olmadan
özgürlüğün ve onurlu barışın hayal olacağını vurgular.
Egemen burjuvazi ve emperyalist odaklarla anlaşarak, emekçilerin
ortak mücadelesinden vazgeçerek bu hedeflere ulaşacağını sananlar, kapitalizmin labirentlerinde kaybolurlar.
Türkiye Komünist Partisi, burjuvazinin sürekli baskı ve terörüne rağmen emperyalist işgale karşı savaşta; tek parti diktatörlüğüne ve
faşizme karşı mücadelede; Amerikancı NATO'cu DP diktatörlüğüne karşı bağımsızlık ve demokrasi mücadelesinde; 27 Mayıs sonrasında büyük burjuvazinin ve büyük
toprak beylerinin koalisyonlarına karşı eşitliği, özgürlüğü ve sosyalizmi yaymada; Adalet Partisi'nin anti demokratik iktidarına karşı direnmede; 12 Mart'ın yarı askerî
faşizmine karşı koymada; AP önderliğindeki gerici ve faşist yönelimli Milliyetçi Cephe iktidarları karşısında devrim ve sosyalizm atılımını yükseltmede; 12 Eylül'ün askerî faşist diktatörlüğüne, bugünkü AKP yönetimi dahil, 12 Eylül rejimi
temelinde işbirlikçi kapitalizme, militarizme ve gericiliğe yaslanan, Kürt halkına karşı şovenist savaşı sürdüren bütün iktidarlara karşı ayakta kalma mücadelesinde hep önlerde oldu. Ağır yenilgilere uğradı ama kapitalist zorbaların önünde asla eğilmedi.
Türkiye Komünist Partisi, devrimci ideallerinden vazgeçen, kapitalizmin
önünde secdeye varan likidatörlerin oyunlarını iğneyle kuyu kazarcasına boşa çıkardı. Likidatörlerin yarattığı kargaşa ortamında TKP'nin onurlu adını kapıp kaçan Aydemir Güler Kemal Okuyan grubunun fırsatçılığını da sabırla etkisizleştiriyor.
Emperyalist kapitalist kampın Gorbaçovcu revizyonistleri ve fırsatçıları kullanarak komünist saflarda yarattığı fetret devri sona eriyor. Marksizm Leninizm temelinde yeniden birlik ve mücadele günleri yaklaşıyor.
Türkiye Komünist Partisi, 90. yılında da, kurulduğu gündeki şevk ve
heyecanla yoluna devam ediyor. Genç ve yaşlı komünistler, 90 yılın paha biçilmez birikimi temelinde, tarihsel önderlerinin görüş ve düşüncelerinden esinlenerek, bu mücadelede can vermiş kahraman evlatlarının yarattığı gelenekten güç alarak ülkemiz
topraklarında yeni bir sosyal devrimin koşullarını yaratmak için tohum serpiyor.
Yarın bizimdir, yoldaşlar. Ölümünden 12 yıl sonra bile burjuva
uşaklarının saldırısına uğrayan Mehmet Bozışık'ın vasiyetinde belirttiği gibi, "mücadeleye devam zaferimizin teminatıdır". 90. yılımız kutlu olsun.