Millet Meclisi 1 Mart 2003 tarihinde yapılan
oylamada AKP hükümetinin getirdiği savaş tezkeresini reddetti. CHP'nin red
oylarıyla 100 AKP milletvekilinin red oyu birleşince, Meclis Türkiye'nin yüzünü
ağartacak barışçı bir karara imza atmış oldu.
Bu sevindirici karar, aylardan beri Amerikan emperyalizminin Irak'a yönelik sömürgeci vahşet planlarına karşı kampanya yürüten barışseverler için büyük bir zafer anlamına geliyor. Oylamanın yapıldığı saatlerde Meclis'in yakınlarında kadın erkek yüz bin barışsever işçi, emekçi ve aydının emperyalist savaşa hayır demek için toplanması, ülkenin dört bir köşesinde yılmadan usanmadan sürdürülen barış kampanyasının doruğunu temsil ediyordu. Türkiye halkının Irak halklarıyla enternasyonalist dayanışması, her ülkede halkların aynı doğrultudaki büyük eylemleriyle bütünleşince, dipten gelen bir dalgaya dönüştü ve sonuçta ABD emperyalistlerini ve onun uşaklığını yapmakta hiç duraksamayan TÜSİAD oligarşisini öfkeden kudurttu. Bu karar, daha birkaç ay önce seçimler sırasında halka verdikleri sözlerin mürekkebi kurumadan ABD'ye ve yerli oligarşiye yaranmak için emperyalist savaş çığırtkanlığı yapan Tayyip Erdoğan ve Abdullah Gül ikilisine de ağır bir darbe indirdi.
Ellerindeki saldırı planlarının suya düşmesiyle çileden çıkan Amerikan yönetimi ve yerli uşakları, kısa bir şaşkınlıktan sonra bu yenilginin üstesinden gelmek için dört koldan harekete geçtiler. Amerikancı medyanın yaygaralarının ardından gayri resmi başbakan Erdoğan ve resmi başbakan Gül, ikinci bir tezkereden söz etmeye başladılar. İMF'nin halkı çökertme planlarına uygun bütçe tasarısını sunan maliye bakanı Unakıtan, İMF zehirinin sorumluluğunu barış isteyen halka yüklemekte tereddüt bile etmedi. Genelkurmay Başkanı Özkök'ün, AKP hükümetiyle aynı görüşte olduklarını ve savaş tezkeresini desteklediklerini açıklamasından sonra, daha ortalıkta Meclis izni bile olmadan Amerikan askerleri, tankları, topları ve cephanesinin İskenderun limanından Irak'a sevk edilmesine başlandı.
Bir başka deyişle, Türkiye halkının mutlak çoğunluğunun barış iradesini ortaya koymasına ve Meclisin bu iradeye uyarak savaş tezkeresini reddetmesine rağmen, ABD ve uşakları bir oldubitti yaratarak Türkiye'yi savaşa sürüklüyorlar. Görünüşü kurtaracak bir Meclis izni bile olmadan İskenderun limanının gayri meşru olarak ABD savaş gemilerine açılması, Amerikan asker ve ağır silah sevkiyatının bütün güney ve güneydoğu illerini Amerikan işgali altına sokacak boyutlara varması asla kabul edilemeyecek ağır bir savaş suçudur.
Biz tarihimizdeki bu tür oldubittileri iyi hatırlıyoruz. I. Dünya Savaşı'na biz böyle bir oldubittiyle sokulmuştuk. İttihat ve Terakki Partisi'nin başı Turancı militarist Enver Paşa Meclisin ve hatta hükümetin haberi olmadan Alman elçisiyle kurduğu bir tezgahla Göben ve Breslau zırhlılarını Türk limanlarına kabul etmiş, bu zırhlıların Rusya'yı bombalamasına göz yummuş ve Türkiye'yi Alman emperyalizminin kuyruğunda savaşa sokmuştu.
Bütün yurtseverlerin Türkiye, bölge ve dünya halklarına çok pahalıya mal olan bu oldubittiyi bir daha tekrarlatmayacak bilinci ve mücadele azmini göstermesi gerekiyor. Türkiye ABD emperyalizminin maşası olmamalıdır. Türkiye, mazlum Irak halklarına karşı bir sıçrama tahtası olmamalıdır.
Bu amaçla: -Meclis, kararına
sahip çıkmalıdır. Pervasızca halkın ve Meclisin iradesini çiğneyen zorbalara dur
demelidir.
-Cumhurbaşkanı, yeminine uygun davranmalı ve yaşamsal önem taşıyan bu
konuda ABD adına girişilen apaçık hukuksuzluğa karşı bütün devlet organlarını ve
halkı göreve davet etmelidir. -Hükümet, bu oldubittiye göz yumarak anayasayı
çiğnemektedir, derhal halkın ve Meclisin emrine uymalıdır.
-Genelkurmay, halkın
kendisine sadece vatanı koruma görevi verdiği bilinciyle davranmalı, ABD
emperyalizminin ve büyük yerli kapitalistlerin bencil menfaatleri doğrultusunda
değil, yurtsever ve barışsever halkın iradesi doğrultusunda hareket etmelidir.
Enver Paşaların militarizmi Türkiye'ye sadece yıkım getirir.
-Başta topluca red
oyu kullanan CHP olmak üzere Meclis'te temsil edilen partiler, ABD'nin
oldubittisini durduracak eylemlere ve parlamenter/hukuksal denetim yollarına
derhal başvurmalıdır.
-Başta sendikalar, gençlik ve köylü
dernekleri olmak üzere
yurttaş girişimleri ABD'nin
ve yerli oligarşinin yarattığı bu savaş suçuna karşı daha da kararlı şekilde
meydanlara çıkmalıdır. Tarihin kritik bir anında herkes sorumluluğunu
üstlenmelidir. Adalet bizden yanadır, hukuk bizden yanadır, dünya halkları
bizden yanadır. Amerika'nın sömürgeci savaşını hala durdurabilir, Türkiye'nin
köleci bir savaşta bilinçsiz bir köle gibi hareket ederek kardeş Irak
halklarına, kardeş Ortadoğu halklarına ve bizzat kendisine onulmaz zararlar
vermesine mani olabiliriz. Amerikan sömürgecilerini durdurmak için haydi görev
başına!