Sosyalist Dergi: 2 |  Diğer Yazarlarımız |
AVRUPA PARLAMENTOSU İÇİN SEÇİM YAPILDI - A. Ulutaş

     10 Haziran günü, Hollanda Avrupa parlamentosuna beş yıllığına 31 temsilcisini seçmek için sandık başına gitti. Aynı gün içinde İngiltere ve Lüksemburg da sandığa gittiler. 11 Haziran'da Portekiz'de seçim yapıldı, diğer kalan 11 ülke de 13 Haziran günü seçime gittiler. Böylece, Avrupa Birliği'ne üye olan 15 ülkede 626 saylavını (milletvekilini) seçmek üzere sandık başına gidildi. Tüm ülkelerde 5 yıl öncesine göre seçmen katılımı azdı.


     Hollanda'da 1994'te yüzde 36 iken, bu yıl 29.9'a düştü. Hollanda'nın yanında Avusturya, Danimarka, İspanya, Finlandiya, İtalya ve Yunanistan'da katılım oranı hayli düştü. İngiltere'de ise bu oran yüzde 23 düştü. İrlanda'da katılım oranı biraz yüksek, bu oran yüzde 50'ye yakın. Almanya'da ise 5 yıl önce katılım yüzde 60 iken, bu yıl yüzde 51'e indi. İlk kez, 1979 yılında seçimi olan Avrupa Birliği 20 yıldır seçim yapıyor ama, her dönem Avrupa Birliği seçmenlere çekici gelmiyor. Böylece ilgi alanı dibe vurmaya başladı. Bana göre, bunun birkaç nedeni var. Çünkü son yıllarda orada yapılan bir sürü yolsuzluklar ortaya çıktı. Bir yandan milletvekilinin hiç hak etmediği yol ve harcırah parasını yapılmış gibi gösterip alması, diğer yandan ülkelerin aldığı paradan yolsuzluk yapması, ayrıca, orada yapılan yolsuzluklar nedeniyle yetkili komisyonun görevden alınıp soruşturulması, bütün bu usulsüzlük ve yolsuzlukların kamuoyuna yansıması insanları bir güvensizliğe itti. Bir de en önemlisi, Avrupa para birimi olan Euro'ya geçişte bir iki ülke dışında hiç bir Avrupa ülkesi vatandaşına sorulmamış olması.Yani referanduma baş vurmadan büyük tekellerin pazar bulması doğrultusunda hükümetleri karar aldılar. Böylece halk, üç yıl sonra kendi paralarının tedavülden kalkmasına ve onun yerine yalnız Euro'nun kullanılmasına, bu nedenle hem paraya ve hem de diğer olumsuz gelişmeler için Avrupa Parlamentosu'na kuşku ile bakıyor. Birkaç yıl önce bir parti vasıtasıyla bir grup olarak parlamentonun çalışması hakkında bilgi almak için Strasbourg'a gittik. Orada beş gün kaldık ve parlamentonun tartışmaları yanında bürokrasinin nasıl çalıştığına dair bilgiler edindik. Gördüm ki çok lüks bir işlevi var. Örneğin, bir dosya için Strasbourg'tan Brüksel'e, Brüksel'den Strasbourg'a sık sık uçak gelip gidiyor. Bu gözlemimle Hollanda'nın sağ ve sol parti milletvekillerine bu parlamentoda sendikaların rolünü sormuştum, aldığım cevap ilginçti, "Sendikaların burada hiçbir rolü yok. Burada umumiyetle işverenlerin, daha doğrusu büyük tekellerin kararı geçerlidir" demişlerdi. Her seçimde seçmen sayısının gerilemesi, parti ve politikacıları endişelendiriyor.
      Fransa ve Portekiz dışında her ülkede sosyal demokrat partiler büyük oy kaybına uğradılar. Başta Almanya ve İngiltere'nin oy kaybı yüzünden 20 yıldan bu yana bu sol fraksiyon ilk sırayı kaybedip 2. sıraya düştü. Eskiden üye sayıları 214 iken, şimdi bu sayıları 180'e düştü. Hıristiyan demokratlar 202'den 225'e yükselmeleriyle 2. sıradan 1. sıraya oturdular. Liberaller de 3. sıraya girmeyi başardılar.
      Hollanda'da 9 parti seçime girdi. Liste başı olan kişiler 6 başlıklı konuda partilerinin düşünceleri için seçmenin karşısına çıktılar. Bunlar; 1. Avrupa Birliği'nin yapısı ve yönetimi 2. Yabancılar politikası, polis ve adalet 3. Dış politika, güvenlik ve Avrupa Birliği'nin genişlemesi 4. Sosyal-ekonomi politikası 5. Mali ve para politikası 6. Tarım, çevre ve trafik politikası. Üçüncü konu dış politika olduğundan, Türkiye ve Nato ile ilgili ilginç görüşler var. Örneğin, hıristiyan demokratlar, Avrupa NATO'ya daha çok destek vermeli, bunu yaparken de Türkiye ile birlikte hareket edip Orta Asya ve Balkanları dize getirmelidir, diyor. D66 Partisi de NATO yerini korumalı, ancak barış ve emniyet için ondan önce Avrupa Birliği ve Batı Avrupa Birliği hareket etmeli, her üye ülke insan haklarına gerekli önemi vermeli, Türkiye de buna uyuyorsa, o da bu birliğe hoş gelsin. Yeşil sol partisi de D66 partisine yakın söylüyor, ancak bir hareket yapılınca yalnız birilerin değil, birliğe üye olan herkesin görüşü alınarak bir karara ulaşılmalı, Türkiye demokrasi ve insan hakları hakkında verdiği sözü tutarsa hemen üye olabilmelidir.
      Küçük sağcı hıristiyan partileri de Türkiye kesinkes bu birliğe alınmamalıdır diyor. Bu seçimde en şanslı parti yeşil sol çıktı. Milletvekili sayısını birden dörde çıkarmayı başardı. Diğer partilerde durum şöyle: Hıristiyan Demokrat Partisi (CDA) 10'dan 9'a indi, ama yine de birinci parti konumunu korudu. İşçi Partisi (PvdA) 8'den 6'ya düştü. Demokrat liberal partisi (VVD) eskiden 6 olan parlamenter sayısını yeniden korudu, Sosyal Liberal Demokrat (D66) partisi dörtten ikiye düşürdü. Sosyalist partisi ilk olarak parlamentoya bir üye ile katılıyor. Diğer 3 sağcı hıristiyan partiler birliği, iki milletvekili yerine üç milletvekili gönderdi. Beş Türkiye kökenli beş değişik partilerden aday olmuşlardı, ancak, seçilemeyecek yerlerden olduklarından onlar da Türkiyeliler'den tercihli oy istediler, ancak bu seçimde yabancılar oy kullanamadılar, yalnız Hollanda pasaportu olanlar seçmen durumundaydı. Ayrıca, Türkiyelilerin de kendi aralarında ayrı parti seçmelerinden dolayı hiç biri seçilemedi. Bir veya ikisi dışında diğerlerin oy sayısı da oldukça düşüktü. Hollanda da bir milyon kişi adına iki saylav yollarken, Lüksemburg'ta bu oran daha çok avantajlı, bir milyon kişiye 16 düşüyor. Ancak, sayısı yarım milyona ulaşmayan Lüksemburg, 6 saylavla temsil ediliyor. Almanya 99 parlamenterle ilk sırayı alıyor. Fransa, İngiltere ve İtalya 87'şer parlamenterle temsil edilirken, İspanya 64, Avusturya 21, Portekiz, Belçika ve Yunanistan 25'er, Danimarka 16, İsveç 22, Finlandiya 16 ve İrlanda 15 parlamenterle temsil ediliyor.
      626 saylavlı parlamentoda 9 fraksiyon var. 1. Sosyal demokratların üye olduğu Avrupa Sosyal Demokrat Partileri (PES) 2. Hıristiyan partilerin üye olduğu fraksiyon Avrupa Halk Partileri (EVP) 3. Avrupa liberal ve demokratik partileri 4. Bağımsızlık Birliği 5. Avrupa İçin Birlik 6. Avrupa Sosyalistler Birliği 7. Yeşiller 8. Avrupa Radikaller ve 9. tutucuların üye oldukları Avrupa Ülkelerle Var'dır. Bu 626 parlamenter 5 yıl içinde Avrupa'da yaşayan 375 milyon insanın hukuksal normunu ve 15 milyon işsize iş istihdamı yaratmak ve sınırları birleştirmek vs. işlerle uğraşacak. Bunlar genel olarak verdiği sözler ama, beş yıl sonrasına bakalım yapacaklar mı.
      Tablodan da görüldüğü gibi, Avrupa Birliği'nin gelir bütçesi 167.03 milyar Hollanda florini, Alman markına çevirdiğimizde de 150 milyara yakın DM eder. Bu bütçenin büyük payını birlik içinde fakir olan ülkelere veriliyor. "Bu konuda 5-6 ay önce Hollanda'da bir tartışma başladı ki, ülke olarak Avrupa Birliği'ne çok para ödüyoruz, bu paraları da başka bir ülke kullanıyor, o nedenle biraz daha az ödeme yapalım." Bu konuyu görüşmek üzere Hollanda maliye bakanı birkaç kez Avrupa Birliği'ne gitti. Son olarak başkanlık sırası Almanya'da olduğu için, Almanya'nın yeni başbakanı Hollanda'ya gelerek meslektaşı olan ve aynı görüşü paylaşan Wim Kok'la görüşerek Hollanda'yı aldığı karardan vazgeçirmeye çalıştı.

      Ülkelerin bu birliğin bütçesine verdiği katkı ve aldığı pay (milyar gulden olarak):
Ülke ismi Ödediği pay Aldığı pay

Lüksemburg 0,36 1,99
İrlanda 1,51 7,47
Yunanistan 2,62 12,32
Portekiz 2,39 8,44
İspanya 11,92 13,18
Belçika 6,6 8,99
Finlandiya 2,36 2,48
Danimarka 3,34 3,50
İtalya 19,24 19,10
Fransa 29,27 27,54
İngiltere 19,82 15,83
Avusturya 4,69 3,04
İsveç 5,16 2,65
Almanya 47,1 22,80
Hollanda 10,74 5,69
Toplam 167,03 155,02
Kaynak: (Volkskrant Gazetesi 08.10.1998, Avrupa Birliği'nden alınma)
 
Yazarın Diğer Yazıları
 POPÜLİZME AÇIK MEKTUP / Sadık Ekrem
 YOL / Hüseyin Umut
 Sendikal Bakış ve Örgütlenme İlkeleri / Selçuk Kaya
 Emperyalizmin Özelleştirme Saldırısı / Bircan Uğurlu
 Yeniden ve Her Zaman Yol / Kenan Sancar
 Kapitalist Devlet Değişti mi? / Harry MAGDOFF
 ÖZELLEŞTİRSEK DE Mİ YESEK? / İsmet Aktan
 İŞÇİNİN PENCERESİNDEN / Hüseyin Umut
 1917 Büyük Ekim Devrimi / Sadık Ekrem-Ö. Alpsar
 Marks'a Dönüş / Ellen Meiksins WOOD
 Düşüncemizi Nasıl Yayalım / Leo Hubermann
 Partili Bireyin Sorumlulukları / Ali Yıldız
 15-16 HAZİRAN DİRENİŞİ / HÜLYA YEŞİL
 "POST" TEORİLER VE KÜRESELLEŞME / DOUG HENWOOD
 SAĞLIK YASA TASARILARI VE SAĞLIKTA ÖZELLEŞTİRME / SELÇUK KAYA