Bu
sayımızla size otuzuncu ürünümüzü (kitap dizisi ve sosyalist
dergi) sunarken dünyada, bölgede ve ülkede hareketli bir dönemden
geçiyoruz.
Kapitalizmin
dünya çapında bir ekonomik krize girdiği artık burjuva
ideologlarının da dilinde. 1929 Büyük Bunalımı benzetmesi
neoliberaller arasında bile yaygınlaşıyor. Faşizmden sonra dünya
işçi sınıfına ve emekçilere yönelik en kapsamlı, en şiddetli,
en uzun süreli ve sosyalist ülkelerde karşı devrimci kapitalist
restorasyonlara yol açarak sosyalist sistemi yıktığı için en
başarılı saldırı olan neoliberalizmin son kullanma tarihi
doluyor. İngiltere'de Northern Rock Bankasının, Amerika'da
Bear Stearns Bankasının devlet tarafından kurtarılması,
neoliberal dogmaları çürütüyor ve "kapitalizmde kârlar
özelleştirilir, zararlar kamulaştırılır" ilkesinin
geçerliliğini yeniden kanıtlıyor. Kapitalist şirketlerin rezalet
boyutlarındaki vurgunlarının bedeli her zaman olduğu gibi
emekçilerin sırtına yükleniyor. İşçi sınıfı, bütün
emekçiler gereken yanıtı verecekler.
Irak ve
Afganistan emperyalizm ve dünya kapitalist sistemi açısından
artık başarısızlık öyküleri. Halkların direnişi sömürgeci işgallerin zincirlerini bütün zorluklara rağmen adım adım kırıyor. Hepimiz adına savaşan Irak direnişçileri işgal altında geçen beş yılın bilançosunu çıkarıyor ve er geç gelecek olan zaferi hızlandırmak için yeni adımlar atıyor.
Ülkede
egemen kapitalist sınıfın iki kanadı arasındaki çekişmeler
yoğunlaşırken, her iki kanadın bir bütün olarak işçi
sınıfımızın ve emekçilerin toplumsal kazanımlarına karşı
yoğun bir saldırıya giriştiklerini görüyoruz. Bütün
çalışanlara ağır hak kayıpları getiren Sosyal Sigortalar ve
Genel Sağlık Sigortası tasarısı işçilerin, kamu emekçilerinin
ve emeklilerin bütün çabasına rağmen yasalaştı. Mücadele
devam edecek.
İşçi
sınıfının birlik, mücadele ve dayanışma günü 1 Mayıs, bu
mücadelenin sürdürüleceği ve daha da yaygınlaştırıldığı
bir gün olacak. İstanbul'da Taksim'de olacağız ve en haklı
taleplerimizi, evrensel özlemlerimizi hep birlikte haykıracağız.
Halka
karşı saldırırken kapatma davasıyla karşılaşan AKP, "gadre
uğrayan özgürlükçü parti" imajını vermek için bile sosyal
saldırısından vazgeçmedi. 301. maddeyi kaldırmayı reddedip yasa
metninde işe yaramaz bir rötuş yapmakla yetinerek ifade özgürlüğü
konusunda, 1 Mayısı ücretli bayram günü ilan etmeyerek ve
Taksim'i 1 Mayısa açmayı reddederek işçi hakları, toplantı
ve örgütlenme özgürlüğü konusunda ne kadar samimiyetsiz
olduğunu tekrar tekrar kanıtladı. Boşuna dememişler: can çıkar,
huy çıkmaz.
Bu
günlerde, işçi sınıfı, emekçiler, Kürt kardeşlerimiz,
gençler, kadınlar, emperyalizm ve işbirlikçilerinin sömürü ve
baskı siyasetlerine karşı daha da hareketli. Bu hareketlenmeyi
kalıcılaştırmak, emperyalizme ve kapitalizme karşı örgütlü
ve bilinçli sınıf hareketi düzeyine yükseltmek görevi önümüzde
duruyor.
Dostça
selamlarımızla.