SOSYALİZMİN İNŞASI
YKP'nin sosyalist inşa anlayışı Marksist-Leninist kuramına ve onun
partimizin ve 20. yüzyıldaki sosyalist inşa deneyimlerinin
çözümleme ve tartışmaları temelinde zenginleştirilmesine
dayanır. Sosyalizmin inşası tüm ülkelere tatbik edilebilir genel
yasalara göre işleyen bir süreçtir. Yunan toplumunun komünizmin
en alt aşaması olan sosyalizme geçişinin başlangıç noktası:
*
İşçi sınıfının müttefikleriyle birlikte iktidarı ele geçirmesi
*
Başlıca üretim araçlarının kamulâştırılması
*
Ekonominin sosyalist temelde planlanmasıdır.
"Herkese emeğinin nicelik ve niteliğine göre" sosyalist ilkesi temelinde
çalışma kabiliyetine sahip tüm insanlara iş güvencesi sunmak,
emekçi halkın yaşam koşullarında sürekli bir iyileşme
sağlamak, ve halkın sosyal ve kültürel refah düzeyini yükseltmek
amacıyla emeğin üretkenliğini arttırmak ve toplumsal üretimi
her yönüyle büyütmek için bilimsel gelişmeler ve yeni
teknolojiler devreye sokulacaktır.
Ekonominin sosyalist temelde planlanması sosyalist inşanın temel yasasına
hizmet eder. Bilimdeki en son gelişmelerden yararlanarak, .en iyi
tekniklerin ve teknolojinin kullanımını sağlayarak, toplumsal
ihtiyaçların daha kapsamlı ve bütünsel şekilde tatmin
edilmesini teşvik edecek bir üretim düzeyine erişmek. Sosyalizmde
toplumsal ilişkiler köklü biçimde değişecektir.
Sosyalizm emekçilerin kapitalist düzende bizzat yaşayarak tecrübe ettikleri
işsizlik, gizli işsizlik, idare ve devlet terörü, emniyetsizlik,
gelecekten emin olmama, kişiliklerinin ve toplumsal rollerinin
aşağılanması, hak ve özgürlüklerinin hiçe sayılması benzeri
yaşamsal sorunları ortadan kaldıracaktır. Sosyalizm nesnel
yasaları ve bilimsel öngörüyü tüm toplumun çıkarları
doğrultusunda, adil ve planlı biçimde kullanma olanağını
sunmaktadır.
Sahip olacağı biçim ne olursa olsun, sosyalist devlet sınıfsal
karakterinden kaynaklanan bir perspektifle, işçi sınıfının
devrimci iktidarı, proletarya diktatörlüğü vasfını
taşıyacaktır.
Sosyalist devletin görevleri arasında, yerli kapitalistlerin ve uluslararası
karşı-devrimin kapitalist iktidarı yeniden tesis etmek üzere
girişeceği kesin olan çabaları engellemek ve insanın insan
tarafından sömürülmesine son vererek yeni bir toplum yaratmak yer
alacaktır. Sosyalist devletin işlevi örgütsel, ekonomik, siyasi,
kültürel, eğitsel ve savunmaya yönelik bir önderliktir.
Sosyalist devlet demokrasinin daha ileri bir formunu ifade edecek ve
sosyalist toplumun inşasında karşılaşılan başlıca sorunların
çözümünde, iktidarın ve iktidar aygıtlarının denetlenmesinde
işçi sınıfının ve emekçi halkın etkin katılımını ana
karakteristik olarak barındıracaktır.
Yunanistan'da devrimci işçi devletinin alacağı biçim, devrimci kavganın,
çetin sınıf mücadelelerinin içinde devrimci durumun ortaya çıkıp
gelişeceği koşullar altında şekillenecektir. Yunanistan'da
işçi ve köylü hareketlerinin sınıf mücadelesi tarihi, ulusal
kurtuluş mücadelesinin özgün koşullarında, sosyalist devrimler
tarihinde de olduğu gibi, halk iktidarının çeşitli biçimlerine
tanıklık etmiştir. (sovyetler, savunma, can güvenliği ve erzak
temini için halk konseyleri, halk mahkemeleri vs.)
Sosyalist cumhuriyet, sosyalist sistemin sınırları içerisinde faaliyet
gösteren partilerin varlığını güvence altına alacaktır.
Devrimci durum boyunca sosyo-politik anti-kapitalist cephenin de
katılımıyla, siyasi yönelimlere sahip radikal kadın, gençlik
hareketleri ve çevreci toplumsal hareketler gibi sosyo-politik
kuruluşlar toplumsal tabanları çerçevesinde kendilerine özgü
rollerini oynayacaklardır.
Başta işçi sendikaları olmak üzere kitlesel sosyal örgütler işçi
sınıfının kendi devleti üzerinde denetim kurmasını ve onu
bürokrasi, keyfi yönetim ve kamusal çıkarlardan uzaklaşma
tehlikelerinden korumasını sağlayacak vasıtalardır.
Demokratik merkeziyetçilik sosyalist cumhuriyetin oluşumunda, sosyalist
devletin kuruluş ve faaliyetinin temel prensibidir. Demokratik
merkeziyetçilik, merkezi yönetimin büyüyen önemi karşısında
emekçi halkın durmaksızın iktidar işlevlerinin icrasına
çekilmesine hizmet eder. Toplumsal örgütlenme öncelikle üretim
araçlarının endüstriyel kısımlarında ve modern teknolojide,
gelişen tüketim ürünleri sanayiinde, madencilik ve enerji
sahalarında, telekomünikasyon ve ulaşımda, bankalarda, dış
ticaret ağında toplumsal devlet mülkiyetine dayalı yerli üretim
ve dağıtım ilişkileri üzerine bina edilecektir. Yeni sosyalist
ekonomik ilişkiler başlıca ticaret ve alım satım şebekelerini,
büyük çaplı turizm işletmelerini, yığınsal medya
kuruluşlarını, hizmet ve sosyal güvenlik sektörlerini kapsayacak
biçimde genişleyecektir. Ticari sırlar ortadan kaldırılacaktır.
Eğitim, sağlık, sosyal yardım, sosyal güvenlik ve çocuk ve yaşlılara
sağlanan diğer sosyal hizmetler ücretsiz olacaktır. Büyük
ölçekli kapitalist toprak mülkiyeti ve manastırlara, kiliselere
ait topraklar kamulaştırılacaktır. Bölgesel gelişim
eşitsizliklerine son verilecektir.
Sosyalist iktidar, sefalet koşullarında yaşamış olan işçiler başta
olmak üzere işçi sınıfının günümüz koşullarında artan
ihtiyaçlarını, yoksul köylülerin ve orta katmanların
ihtiyaçlarını, bunların yanında gençlerin, bebeklerin,
çocukların, kadınların özel ihtiyaçlarını, çalışan
aydınların ihtiyaç ve yeteneklerini göz önünde tutacaktır.
Sosyalizasyonun
farklı türlerini kullanarak, küçük ölçekli üretimin ve
parçalanmış hizmetlerin konsantrasyonu ve gelişimi için gerekli
koşulları yaratacaktır. Özgün siyasal tedbirler vasıtasıyla
kooperatifçiliğin çeşitli biçimlerini destekleyecektir.
Hizmetlerinin toplumsal karşılığını nesnel olarak
değerlendirerek çalışan aydınları tatmin edecektir. Dış
ülkelere göç eden emekçilere yönelik bir teşvik politikası
izlenecek ve sosyalizmin inşasına katkı koyma arzusunu taşıyanlara
ülkeye dönmeleri konusunda destek verilecektir.
Genel
yaşam ve kültür düzeyinin iyileştirilmesi için gerekli temeller
atılacaktır. Toplumsal olarak gerekli çalışma süreleri
azaltılarak insanlara daha fazla serbest zaman tanınacaktır. Bu da
emek üretkenliğinin arttırılması yoluyla mümkün olacaktır.
Şahsi çalışma, ağır ve monoton fiziksel emek sarfiyatından
kurtarılacaktır. Cehalete karşı savâş açılacaktır. Emek
harcanarak elde edilmek kaydıyla kişisel mülkiyete izin
verilecektir.
Sadece
sınıfsal sömürünün değil aynı zamanda toplumsal baskının da
her türlü kaynağının ortadan kaldırılması için gerekli temel
koşullar yaratılacaktır. Yunanistan'da insanın insan tarafından
sömürülmesine tümden son verecek ve uluslararası durumun
etkilerine açık olduğu mutlak olan süreç, Yunan kapitalizminin
uluslararası emperyalist örgütler içinde yer almasının yeni
topluma devredeceği güçlükler nedeniyle karmaşık bir yapıya
sahip olacaktır.
Bu
güçlükler, halk yığınlarının devrimci eylemi yoluyla başlıca
üretim araçlarının kamulaştırılmasıyla, sosyalist ilişkilerin
ticarete, hizmet sektörüne ve küçük çaplı üretime
yayılmasıyla alt edilecek, sorunların üstesinden gelmek üzere
her türlü olanak üretici güçlerin gelişmesi doğrultusunda
kullanılacaktır.
Sosyalizmin
inşası hakkında değerlendirme yaparken merkeze alınacak düzlem
üretici güçlerin planlı gelişimi ve insan ihtiyaçlarının daha
üst bir seviyede tatminini sağlamak üzere sosyalist üretim
ilişkilerinin olgunlaşmasıdır. Üretici güçlerin gelişmesini
hedefleyen bir perspektifle hareket ederek üretimde yeni bilimsel ve
teknolojik gelişmelerden daha büyük oranda istifade etmek dikkat
edilmesi zorunlu hususların başında gelmektedir. Maddi, mâli ve
emeğe dayalı kaynakların planlı ve rasyonel kullanımı
sağlanacaktır. Devlet ve işçi denetimi haksız kazanç
sağlamanın, karaborsacılığın ve yolsuzluğun üzerine
gidecektir.
Sosyalist
iktidar, sosyalist üretim ilişkilerini derinleştirmeyi merkeze
alarak değer yasasının, etkilerini hesaba katacak, planlı üretim
ve toplumsal mülkiyet çerçevesinde ticari ilişkilerden istifade
edecektir. Sosyalist inşanın ilk adımlarının atılması
sırasında, şartlara ve karşılaşılan sorunlara bağlı olarak
sermayenin bir bölümünün, tekelci olmayan sermayenin belirli
koşullar altında faaliyet göstermesine müsaade edilebilir.
Uluslararası
koşullara ve Yunanistan'ın bölgedeki mevcut konumuna bağlı
olarak, başta gelişkinlik düzeyleri, içinde bulundukları
sorunların mahiyeti ve dolaysız çıkarları bu türden bir çıkar
ortaklığına olanak tanıyan ülkeler olmak üzere Yunanistan ile
diğer ülkeler arasında karşılıklı menfaate dayalı
devletlerarası ilişkiler geliştirilecektir.
Üç
kıtanın kesişme noktasında yer alan Yunanistan, dolaysız
çıkarları nesnel olarak emperyalizmin ekonomik, politik ve askeri
odaklarına karşı direnmekte yatan devlet ve halkların içinde yer
aldığı jeo-stratejik bir bölgenin parçasıdır.
Sosyalist
kültür siyaseti, eğitsel ve kültürel yönleriyle gelişkin
kişilikler yaratmayı hedeflemektedir. Genel eğitsel gelişimi,
mesleki ve bilimsel uzmanlaşmayla ve genel kültürel gelişimi,
esas olarak çalışmaya ve toplumsal mülkiyet dair belirli bir
yaklaşımda ifadesini bulan bir sosyalist bilincin
şekillendirilmesiyle ilişkilendirir.
İktidarın
işçi sınıfı ve müttefikleri tarafından devrimci yoldan ele
geçirilmesiyle, kapitalizmden sosyalizme geçiş başlar. Sınıf
mücadelesi durmaz, ancak tezahür biçimleri değişikliğe uğrar.
Her ülkenin özgün koşullarına bağlı olarak, kapitalizmin
artıkları ve tesirleri görece uzun bir süre varlığını
sürdürebilir. Sosyalist devrimin zaferi. bu tesirleri otomatik
olarak ortadan kaldıramaz ancak, zaman içinde iç koşullara ve
uluslararası plandaki gelişmelere bağlı olarak bunu
gerçekleştirecektir. Sosyalizmin temellerinin inşa edilmesi ve
kapitalist mülkiyete son verilmesinden sonra dahi eski çelişkilerin
yeniden keskinleşmesi ve yeni çelişkilerin ortaya çıkması için
objektif bir maddi zemin varolacaktır. 20. yüzyıldaki sosyalist
inşa deneylerinin de açıkça gösterdiği gibi, çelişkilerin
gereği gibi ciddiye alınmaması, bunların ciddi antagonizmalara
dönüşmesine, sosyalist yapıyı içten içe tahrip etmesine, karşı
devrimci unsurları güçlendirmesine ve kapitalizme geri dönülmesine
yol açabilmektedir.
Sosyalizm,
doğması ve büyümesi komünist partisinin toplumsal ilerleme için
bir köprübaşı işlevini yüklenerek yürüttüğü öncülük
faaliyetine ayrılmaz biçimde bağlı bir toplum yaratır. Partinin
öncülük rolü yaşamın içinde gelişir, orada sınanır ve
sağlamlaşır.
Bunun
ön şartı, iktidardaki parti ile yığınlar arasındaki diyalektik
ilişkidir, partinin işçi sınıfıyla, emek örgütleriyle ve
diğer örgütlenmelerle canlı bağlar kurmasıdır. Sosyalizmin
inşası, iktidarı kullanacak devrimci öncünün kendi çıkar
davası değildir. İşçi sınıfının, bütün halkın davasıdır.
Partinin
sınıfsal bileşimi, işçi sınıfı içinden kadro kazanma
siyaseti ve teorik/ideolojik çalışmanın geliştirilmesi
belirleyici rol oynayacaktır. Partinin öncülük rolü aynı
zamanda onun devrimci teoriyi, teorik ve bilimsel konular üzerinde
durmaksızın çalışmak ve sosyalizmin inşası sürecinde
çözümlenecek yeni sorun ve çelişkilerden çıkarılan
deneyimleri genelleştirmek yoluyla zenginleştirme yeteneği ile
sıkı sıkıya bağlantılıdır.
Sosyalist
sistemin kendini savunma yeteneği, sosyalist ekonominin gelişmesi
ve büyümesi için girişilen çabalar nedeniyle kesintiye
uğramayacak ve kendi etrafında bir savunma kalkanı örmekten
ibaret kalmayacaktır. Aynı zamanda emperyalizmin yeni toplumu
tahrip etmek ve ortadan kaldırmak yönündeki çabalarına son
vermeyeceğini kavramalarını sağlayarak işçi sınıfının ve
halkın ideolojik savunmasını daha geniş ölçüde geliştirme
çabalarını sürdürecektir.
Sosyalist
inşa sürecinin ilerleme kaydetmesi karmaşık ve olumsuz koşullar
altında sosyalizmin inşasında etkin görev ve sorumluluk alacak ve
ilkelerin ihlaline karşı her an uyanık ve tetikte bulunacak yeni
insanın yetiştirilmesine bağlı olacaktır.
Parti,
sosyalist toplumun bütünsel çıkarlarını ifade eden ve savunan
tek sınıfın işçi sınıfının öncüsü olma sıfatıyla, bütün
halkın çıkarlarını temsil eder. Parti öncülük ve yöneticilik
rolünü iktidar olmanın getirdiği görevlerle; toplumsal ve
siyasal konuları yönlendirirken ve inşa ederken aktif
katılımlarını sağlamak amacıyla işçi sınıfına ve halk
yığınlarına ideolojik önderlik etme görevini doğru biçimde
kaynaştırarak pekiştirir.
Halkın
katılımını ve toplumsal denetimi sağlamak, emekçi halkı
iktidar işlevlerinin icrasına çekebilmek ne kendiliğinden gelişen
ne de kolayca altından kalkılacak süreçlerdir. Sosyalizm sınıfsal
açıdan yekpare bir toplumda inşa edilmeyecektir. Partinin emekçi
halk ve onun yığınsal örgütleriyle arasındaki yaşamsal öneme
sahip öncülük ilişkisini sürdürebilmesi onun, sonsuz
çeşitlilikler içeren tarihsel koşullar içinde devrimci
özelliklerini korumasına ve geliştirmesine bağlıdır.
YKP,
dikkatini halk inisiyatifini geliştirmeye, çalışma gruplarının
deneyimli ve uzman kadrolarının faaliyetinden yararlanmaya ve
partinin alt düzeylerdeki yönetim ve iktidar organlarının canlı
ve demokratik biçimde işlemesine yoğunlaştıracaktır.
Sistematik
bir ideolojik, siyasi ve eğitsel faaliyet örgütleyerek emekçi
halk ile sosyalist mülkiyet arasındaki ilişkinin işçi-işveren
ilişkisine dönüşmesini engelleyecektir.
İş
disiplini ve uyumlu çalışma; başta.bu özellikleri devrim
döneminin coşkulu koşullarında edinen işçiler arasında olmak
üzere tekdüze bir hâl almamalıdır. Parti; keyfi yönetim, adam
kayırma ve imtiyaz olgularını önlemek için uyanık olacaktır.
İşçi
sınıfının ve halkın genelinin sosyalist bilinci üzerindeki
olumsuz etkiler örtülü, tekdüze ve muhalif yönelimler biçiminde
ortaya çıkacaktır. Bu durum sosyalizmin inşası yolunda ortaya
çıkan yeni olguların ve çelişkilerin anlaşılma düzeyiyle
yakından ilgilidir, partinin ve sosyalist devletin hazırlığına,
uyanıklığına ve yürüteceği faaliyete bağlıdır.
Partinin işleyişinde demokrasinin ve kolektivitenin hakim olması ve iç
işleyişe ilişkin prensip ve düzenlemelerin durmaksızın gözden
geçirilmesi, partinin sapmalardan ve ihlâllerden korunmasında önem
taşıyan koşullardır.
-
Bitti-