Dünya kapitalist sisteminin emperyalist efendileri Amerika ve
Avrupa Birliği'nin, İsrail ve Türkiye dahil bütün ülkelerdeki
emperyalizm uşaklarını kullanarak Suriye'ye karşı yürüttükleri
psikolojik savaşı teşhir eden bir söyleşiyi 9 Mayıs 2011 tarihli
hürriyet.com.tr'den aktarıyoruz. Merve Arkan'ın El Arabiya Türkiye
Temsilcisi Daniel Abdülfettah'la yaptığı ve "Suriye'de Savaşı Medya
Yarattı" başlığını taşıyan söyleşi, kapitalist medyada pek ender görülen
bir dürüst gazetecilik örneği olarak kutlanmayı hak ediyor. Amerikan
papağanlığı yapmayı gazetecilik sanan medya yorumcularını, bu örnekten
ders alarak, mesleklerinin gerektirdiği araştırmacılığı yapmaya ve
gerçeğe bağlı kalmaya davet ediyoruz. İsteyen herkes dürüst gazetecilik
yapabilir. Hiç kimse emperyalizmin psikolojik savaşının vurucu gücü
olarak hareket etmemelidir. Halklar, savaş suçlularını
affetmeyeceklerdir.
Suriye'de gösteriler ne zaman ve
hangi taleplerle başladı? Olayların Kuzey Afrika ve Ortadoğu'daki
isyanlardan etkilendiğini düşünüyor musunuz?
Gösterilerin 6.
haftasındayız. Kuzey Afrika'daki gösterilerden muhakkak etkilendi, ama
benzeşmesi yok. İnsanlar demokrasi, olağanüstü hâlin kaldırılması,
siyasi tutukluların serbest kalması, siyasi partiler kanununun
çıkarılması, ekonomik ve sosyal haklar için talepte bulundular. On
binlerce kişi bu gösterilere her cuma günü katılıyor.
Gösterileri örgütleyen belirli bir grup ya da parti var mı?
Başta insanlar örgütlenmiyordu. Ama Cuma namazlarından sonraki
gösterilere binlerce kişi katılıyordu. Arkalarında herhangi bir siyasi
parti yoktu. Başta bahsettiğim taleplerle gösteriler düzenleniyordu.
Suriye rejimi de bu gösterileri olumlu karşıladı. Talep edilen reformlar
2005 yılında rejim tarafından zaten açıklanmıştı.
Reformları
sürdürmek imkânsızdı'
2005'ten 2011'e kadar bu konuda
neden fazla adım atılmadı?
Ben mecbur kaldıklarına
inanıyorum. 14 Şubat 2005'te gerçekleşen Hariri suikastının
sorumluluğunu Suriye'ye atmaya çalıştılar. Suriye rejimi yok edilmek
istendi. ABD ve bölgedeki müttefikleri Suriye rejimine karşı çaba
gösterdiler. Bu dönemde reformları sürdürmek imkânsızdı. Ardından da
bölge üç ayrı savaşa sürüklendi. Irak, İsrail'in güney Lübnan'a
saldırısı ve Gazze'deki savaş. Suriye de o sırada bunlarla meşguldü.
Gösterilerde halka ateş açıldığı yönündeki haberler için ne
düşünüyorsunuz?
Ben hepsine inanmıyorum. Suriye'de halka
neden ateş açılsın, bana hiç mantıklı gelmiyor. Rejim, gösteri
düzenleyen on binlerce insana hiç karşı çıkmadı, isteklerine icabet
etti. Dera valisi görevden alındı. 2 gün içinde istihbarat başkanları,
istihbarat subayları sorguya çekildi. Olağanüstü hâlin kaldırılması
normalde 4 yıl içinde yasalaşabilecek bir şeyken, iki hafta içinde
yasalaştı. Suriye hantal bir bürokrasiye sahip, buna rağmen 15 20
günde bir şeyler yapmaya başladılar. Bölgede görüyoruz ki kim ateş
açarsa anında NATO müdahalesiyle yok edilecek. Suriye rejimi zeki bir
rejimdir. Şimdi niye insanlara ateş açsınlar ki?
Göstericilerin sayısı azaldı'
Güvenlik güçlerinin
yüzlerce göstericiyi öldürdüğü yönünde haberler var? Bu haberler doğru
değilse, basın neden Suriye'yi hedef tahtasına oturttu?
Ateş
açılmadığını söylemek mümkün değil. Ama kim açıyor, neden açılmış?
Türkiye'de Balyoz darbe planından bahsediliyor. Plana göre amaç
Türkiye'yi ikiye bölmekti. İki taraf birbiriyle çatışacaktı ve bir kaos
ortamı yaratılacaktı. Hükümetin bu işi yönetemediği ve insanları
öldürdüğü söylenecekti. Bu plan hayal ürünü olsa bile, Suriye'de
gerçekleştirildi. Bu nedenle başta on bin insan sokağa çıkarken, artık
bu sayı 300'e kadar düştü.
Silahlı güçlere provokasyon amacıyla
mermi atarsanız hangi ülkede olursa olsun karşılık alacaksınız. Bu
ortamda mutlaka ortamda siviller de olacaktır. O kalabalığa da ateş
açarsanız onlarca insanı katletmiş olursunuz. Bunları anlattığınızda da
Batı medyası sizi "Baas Partisi'ni destekliyorsunuz" diye
yaftalıyor.
Ülkeden kaçanlar intikam
istiyor'
Bu karmaşayı yaratmaya çalışan, çatışmayı
tetikleyen kim?
Suriye düşmanlarla ve dostlarla çevrili bir
ülke. Dostları Türkiye, İran, Lübnan'da Hizbullah, Filistin ve Hamas
hareketi. Ancak geri kalanların dostane bir yaklaşımı yok. Hele de Batı
ve ABD. Mesele, İsrail'in güvenliğiyle ilgili. Peki bu silahlı grupların
arkasında kim var? Hatırlamak gerekir ki Suriye'den kovulan, hatta kaçan
eski Devlet Başkan Yardımcısı Abdulhalim Haddam, ülkeyi terk ettiğinde
hain olarak nitelendirilmişti. Kime bağlı olduğu da, İsrail'de ortaya
çıktığında belli oldu. Öncesinde de Baas'tan kopan Hafız Esad'ın kardeşi
var. Kendisi, Suriye'ye karşı çalışmalarıyla tanınan bir adam.
2000'de birinci reform hamlesinde, yolsuzlukla mücadelede sırasında mal
varlığına el konanların hepsi, ABD'de, Fransa'da oturuyor. Hepsi
Suriye'den intikam almak istiyor. Kendi çıkarlarına yeniden kavuşmak
istiyorlar. ABD ve Batı, bu kesimleri destekliyor.
Ak parti'yi kullanmak istediler'
Müslüman
Kardeşler'in ya da diğer dinci grupların gösterilerdeki rolüyle ilgili
ne düşünüyorsunuz?
Suriye'de birçok insan Müslüman
Kardeşler'in katıldığını görünce gösterilerden çekildi. Müslüman
Kardeşler, aşırı Sünni bir İslami gruptur. Suriye çok farklı mezhep ve
dinden oluşan bir toplum. Böyle bir toplumu Müslüman Kardeşler'e
bırakacak değiller. Hiçbir Suriyeli bunu kabul etmez.
Müslüman
Kardeşler, silahlı mücadeleyi benimseyen bir grup. Türkiye'de AKP'yle
yakın taraflarla da toplantı yaptılar. Biz Ak Parti gibi olacağız,
ılımlı İslam'a döneceğiz mesajı vermek istediler. Ak Parti'yi kullanmak
istediler. Ama kuruluş amaçları bundan çok farklı. Bin Ladin'in
kafasından giden bir grup. Bu grubun Suriye gibi önemli bir kaleyi ele
geçirmesi Türkiye için de büyük bir tehlike.
Sünniler
arasında Müslüman Kardeşler'in etkisi ne? Ülkede Alevi Sünni
çatışmasını mümkün görüyor musunuz?
Suriye'nin yüzde 60'ı
Sünni. Hepsi Müslüman Kardeşler'i desteklemiyor. Bu grubu fazla tasvip
edecek bir kesim olduğunu sanmıyorum.
Genel olarak
Sünni Alevi çatışması mümkün elbette. Suriye'de sadece Cuma günü
yapılan eylemler var. Ama basında Suriye haftanın 7 günü yanıyormuş gibi
yansıtılıyor. Medya bunu yaratmak istiyorsa yapabilir. Cuma namazından
sonra 1 2 saat gösteri yapıp dağılan insanlar var. Bu olaylarda
provokasyon yoluyla her şehirde 5 6 kişi öldürürsünüz. Sonra da
şehit cenazelerinde Salı'ya kadar milleti hareketlendirmeye devam
edersiniz. Bu şekilde Suriye'de sürekli bir ayaklanma görüntüsü
yaratırsınız.
Suriye Libya olmaz'
Siz bir NATO müdahalesini olası görüyor musunuz? Suriye'den nasıl bir
değişim istiyorlar?
Şunu vurgulamak gerekir ki bu sadece
medyada olan bir savaş. Eğer istedikleri bir talep yerine getirilse,
medya bu savaşı bitirir.
ABD Dışişleri Bakanlığı, İran'la,
Lübnan'daki Hizbullah örgütüyle, Hamas'la ilişkilerini kessin, Suriye'de
ayaklanma biter dedi. Suriye rejimi ABD'ye karşı güçlerle birlikte
hareket ederse, bu rejimi ortadan kaldıracaklarını her zaman söylediler.
İki hafta önce açılan Londra merkezli muhalif Barada kanalına 6 milyon
dolar destek verdiler. Daha önce Pentagon ve Beyaz Saray Suriyeli
muhaliflere 51 milyon dolar para verdiklerini açıkladı. Şimdi Suriye'de
insanlar ayaklanıyor demek anlamsız.
Suriye'de Libya gibi bir
savaş olmayacak. Ordu halka ateş açmayacak. Suriye'de rejim bu
yöntemlerle değişmeyecek. Ayrıca Mısır ve Tunus'ta olduğu gibi devlet
başkanı istifa da etmeyecek. Asker ve istihbarat devlet başkanının
elindedir. Asker Tunus'ta olduğu gibi ihanet etmez ya da istihbarat
Mısır'daki gibi rejimi satmaz.
Peki ne olacak? Suriye bu tür
krizlere en az on defa maruz kaldı ve hepsinden kurtuldu. Bu filmi
defalarca gördük. Bir NATO harekâtı söz konusu olabilir. O sıkıntı
yaratır. Türkiye, İran, Hamas, Hizbullah da işin içine girer. Başta
Türkiye olacak, çünkü bir NATO ülkesi.
Türkiye
zarar görür'
Bu olayların Türkiye'ye etkisi ne olur ve
Türkiye'nin Suriye politikası hakkında ne düşünüyorsunuz?
Türkiye bu konuda nasıl bir tavır takınırsa takınsın, zarar görecektir.
Eylemlere destek verirse rejimi karşısına alacak ve iyi ilişkilerini
kaybedecektir. Örneğin Suriye son dönemde Katar'ı düşman ilan etti.
Suriye devlet televizyonu, El Cezire üzerinden Katar'ın yaydığı
yalan haberleri ortaya çıkartıyor. Çok komik şeyler yapılıyor. Daha önce
El Arabiya'da yayınlanan Bağdat'taki işkence görüntülerini El Cezire
"İşte şu anda Şam sokaklarında bunlar yapılıyor" diye yayınladı.
Türkiye Müslüman Kardeşler'e yanaştı, Suriye hükümeti rahatsız oldu.
Türkiye, bizde demokrasi var, herkes konuşabilir dese de, Suriye bunu
kabul edemez. Bu nedenle ilişkiler kötüye sürüklenebilir.
Bu
ayaklanmadan çıkar sağlamaya çalışanlar Türkiye'yle ilişkilerin kötüye gitmesini ister. Ancak Türkiye'nin imkânları var. Yapması gereken, Suriye'deki durumun gerçeğine vakıf olmaktır. Yani istihbarat çalışması yapacak.
Fakat Erdoğan'ın Müslüman Kardeşler'i kahraman olarak gören müşavirleri varsa ve onları da dinliyorsa, onun neticesine Türkiye katlanır.