Yeni
kurulan ve örgütsel alt yapısını tamamlamaya çalışan İstanbul
Sendikalar Birliği, DİSK, KESK, Türk-İş konfederasyonlarına
bağlı İstanbul'daki çeşitli şube yöneticileri ve sendika
temsilcilerinin katılımıyla toplandı. Şişli'de La Bella düğün
salonunda yaklaşık 500 kişiyle yapılan toplantıda 1 Nisan'da
kurulan Birliğin çıkış nedenleri ile birlikte önüne koyduğu
bazı hedefler tartışıldı.
Temsilciler,
ağırlıkla kurulan bu Birliğin konfederasyonlara ve Emek
platformuna alternatif olmadığını söyleyerek konuşmalarına
başladılar. Emek platformunun ve konfederasyonların genel
örgütlülüğünün İstanbul Sendikalar Birliği'nin yerel
boyuttaki örgütlenme şekliyle karıştırılmaması gerektiği
sendika temsilcilerinin yaptığı açıklamalar arasındaydı.
Aslında, görünen o ki, Birliğin çağrısına uygun olarak
toplantıya gelmeye karar veren' temsilciler henüz sendikaları
ve konfederasyonları karşılarına almaya cesaret edecek bir sağlam
duruş içinde değil. Yılların getirdiği suskunluk ve durgunluk
içinde atıl kalan temsilcilerin bu tavırlarının şimdilik
kaydıyla doğal karşılanması gerekiyor.
Sendikaların
ve üst örgütlerinin yıllardır havanda su dövmeyi marifet
saydıkları, sınıf çıkarlarını hiçbir zaman ön plana
almadıkları bir süreçten geçiyoruz. İşçi sınıfına karşı
yapılan en kapsamlı saldırıların dahi birkaç uzmana yazdırılan
basın açıklamalarıyla geçiştirildiği bir dönemin sancılarını
yaşıyoruz. Ne özelleştirmelere, ne işten atılmalara, ne
esneklik uygulamalarına, ne kölelik düzeni öngören yasa
değişikliklerine bütünsel bir karşı koyuş gerçekleştirilmiyor.
Bu
durumu sadece kitlelerin eylemden kaçma eğilimiyle ve 12 Eylül
psikozuyla açıklamak işin kolayına kaçmaktır. İşçi sınıfının
öncü örgütlenmesinin disiplini olmadan delege oyunlarıyla başta
kalmayı en büyük meziyet sayan bir sendikal anlayışın
insanlarımızı getirdiği nokta işte burasıdır.
İstanbul
Sendikalar Birliği adıyla kendi hukukunu, tüzüğünü ve
disiplinini oluşturmaya çalışan bu iyi niyetli çabanın
eksikliklerinin bu gözle okunması daha doğru olur. Katılan
temsilcilerin arasında nispeten daha gençlerin ağırlıkta
olduğunu gördük. Bu da, henüz kaşarlanmamış' bir kitlenin
varlığı anlamına geliyor elbette. Şimdilik büyüklerini'
küstürmemeye gayret eden, aşırı bir yumuşak söylem kullanarak
ilerlemeye çalışan Birliğin hızla bu yapısından kurtulması
gerekiyor.
Konuşma
yapanların çoğu, Birliğin sınıf çıkarlarını esas alan
birleşik mücadeleyi örgütlemeyi hedef olarak önüne koyması
gerektiğini söyledi ve sermayenin saldırılarına karşı nasıl
bir perspektif geliştirilmesi gerektiğini tartıştı. Bu temelde
özelleştirmeler, iş kanununda yapılmak istenen değişiklikler,
kamu personel rejim yasası, 1 Mayıs ve savaş gündemleri üzerinde
ayrıntılı bir şekilde duruldu. 1 Mayıs'a gerek işçi
sınıfının gerekse kamu çalışanlarının güçlü bir şekilde
katılımı için çalışmaların daha da yaygınlaştırılacağı
vurgulandı. Ayrıca, 1 Mayıs'ta işçi sınıfına iş bırakma
ve genel grev örgütleme çağrısı yapıldı.
Şimdilik
biraz dağınık bir görünüm sergileyen İstanbul Sendikalar
Birliği oluşumunun, hızla somut bir program etrafında
örgütlenmesi gerekiyor. Aksi takdirde, her grubun kendi politik
sloganlarını öne çıkartmaya çalıştığı bir yapay platform
olmaktan öteye gidemez.
Bu
çerçevede, İSB etrafında örgütlenen sendika şubelerinin işçi
sınıfının çıkarları temelinde gösterdikleri kararlılığa
çok önem verdiğimizi belirtelim. Sendikaların merkezi düzeyde
yaşadıkları ataletin, işçi sınıfı ideolojisinden
uzaklıklarının, eylemlerden ısrarla uzak durmaya çalışıp işi
bakanlıklarda pazarlıklarla çözmeye çalışmalarının önüne,
ancak, işçilerin ısrarla haklarının takipçisi olmalarıyla
aşılabileceğini tekrar etmek gerekiyor.
İyi
niyetli bir çaba olarak ortaya çıkan Birliğin, hızla işçi
sınıfının taleplerine cevap verebilecek bir örgütlülüğe
kavuşması için desteklenmesi gerekiyor. Bu amaçla çalışmalara
müdahil olunmalıdır.