Kitap Dizisi:3 |  Diğer Yazarlarımız |
Partili Bireyin Sorumlulukları / Ali Yıldız

Öncelikle "birey" sözcüğünün kavram olarak ne anlama geldiğini açıklayarak konuya girmek istiyorum. Sosyolojide birey, toplumları oluşturan ve düşünsel, duygusal iradeyle ilgili nitelikleri toplum içinde belirlenen insanların her biridir. Mantıkta birey, bir türün kapsamı içine giren somut varlıktır. Psikolojide ise birey, insan topluluklarını oluşturan, insanların benzer yanlarını kendinde taşımakla birlikte, kendine özgü ayırıcı özellikleri de bulunan tek insandır. Bireyin genel bir tanımını yaptıktan sonra toplumdaki özgür bireylerle kendini işçi sınıfının mücadelesine adamış bireyler arasındaki diyalektik bağı ve farklılığı iyi görmek zorundayız.

Günlük yaşamda kendi sorunlarını aşamayan, tek başına kendini ifade edemeyen bir insan, değil birey, olsa olsa kul ya da köledir. Bu tür bir insan, işçi sınıfının politik örgütü komünist partisine girip çalışsa da çok faydalı olamaz. Toplumda asgari birey olabilmenin koşulu, tek başına kendine yetebilen, doğru bildiklerini başkalarının etkisinde kalmadan açıklayabilen, kendine ulaşan bilgileri akıl süzgecinden geçirerek karar verebilen insandır. Bir kere işçi sınıfının politik örgütünde yer alabilmek için, yaşadığı toplumsal çevrede birey olmanın koşullarını yerine getirebilmek bence birinci şarttır. Çünkü, ülkemizde kurulacak bir komünist partisinin de sağlıklı olabilmesi, sağlıklı düşünen, tüketen değil, üretebilen özgür bireylerin varlığına bağlıdır.

Bizler, 1978 kuşağı olarak sosyalist yapılarda yer alırken ne kadar sağlıklı birey olabildik? Sağlıklı bireylerin birliği olmadan sağlıklı bir politik yapıyı kurmak mümkün müdür? Sağlıklı düşünen ve üreten bireyler olduğumuzu iddia ediyorsak geçmişimizin olumsuzluklarından arınmadan ve geçmişteki olumlu değerleri geliştirmeden sağlıklı birey olabilir miyiz? Tüm bu sorulara hep birlikte sağlıklı yanıtlar vermek zorundayız.

Geçmişe şöyle bir göz atacak olursak, işçi sınıfının politik birliğini sağlama adına bir TBKP deneyini görürüz. TBKP'de birey gibi davranma adına bazı arkadaşlarımızın nasıl savrulduğunu, sosyalizm davasından nasıl uzaklaştığını hepimiz hatırlarız. TKP'de merkezin her kararını hiç araştırmadan doğrudur demek ne kadar yanlışsa, TBKP'de de yenilenme adı altında birey gibi davranıyoruz diyerek bireycileşmek ve toplumsal dayanışma duygularından uzaklaşmak da bir o kadar yanlıştır. Komünist bir birey, elbette dogmatik ve tutucu olmamalıdır. Ama, yeniden yapılanma adına da geçmişte bizi biz eden komünist değerleri bir yana bırakıp düzenle uyumlu "tatlı su" solculuğu yapmak da bir o kadar yanlıştır.

Tüm bu bilgiler ışığında şu saptamaları yapmakta yarar görüyorum: Partili birey gibi davranmak, kimi döneklerin söylediği gibi bireycileşmek değildir. Bireyle, bireyci davranmak çok farklı kavramlardır. Bu konuda K. Marks'ın temel bir önermesini anımsatmak istiyorum: Marks şöyle der: "Kapitalist toplumda nerede bir haksızlık varsa, iyi bir komünist oradadır." Marks'ın bu sözünü biz de ülkemizde şu şekilde söylüyorduk: "Nerede bir komünist varsa TKP oradadır." Bence, birey gibi davranan kişi, her alanda inandığı idealleri rahatlıkla dile getirebilen ve bunun mücadelesini sonuna kadar veren insandır. Başkalarının mutluluğu için mücadele etmeyen ve özveri göstermesini bilmeyen bir insan komünist birey olamaz.

İşçi sınıfının politik örgütünü diğer partilerden ayıran en büyük özelliklerden biri de, komünist partinin bir profesyoneller örgütü olmasıdır. Türkiye'de demokrasi mücadelesi vermek için ortaya çıkan ÖDP'nin tüzüğünde üyelikle ilgili şöyle bir ibare var: "Partide kararların uygulanmasına katılmak gönüllülük esasına dayanır." deniliyor. İşte size amatör bir anlayış örneği! Hem kararları alacaksınız, hem de tutup ben bu kararların uygulanmasına katılmıyorum diyeceksiniz. Bir partide kararların uygulanmasına katılmak zorunlu olmazsa o partinin bir amatörler örgütünden farkı kalmaz, o parti parti olmaz. İşte bu noktada komünist birey, toplumdaki diğer bireylerden farklı bir sorumluluk üstlenmek zorundadır.

Son söz olarak şunları söylemek istiyorum: Profesyoneller örgütünde yer alacak her birey, sosyalizm için her şeyi göze alıp mücadele edebilecekse bu onurlu mücadelede birey olmanın gereğini yerine getirmiş olur. Başlattığımız zorlu, bir o kadar da onurlu yürüyüşte birey olarak her yaştan yoldaşın bireysel çabalarına, katkılarına ihtiyacımız var. Başka türlü bu onurlu yürüyüşü sağlıklı bir komünist partisiyle taçlandırma şansımız yok.


Kaynaklar:

1. Savaş Yolu, S. Üstüngel
2. Karl Marks, Biyografi, Çev. Ertuğrul Kürkçü
3. Tarihte Bireyin Rolü, Plehanov




 
Yazarın Diğer Yazıları
 AĞIT - Başak Ergil
 Niçin Demokratik Devrim Değil? - M. Güneş
 AB'nin Tarımı Çökertme Süreci Başladı - Dilek Onur
 Kaça Kadar? - Başak Ergil
 Ahilikten Meslek Yüksek Okullarına Türkiye'de Mesleki Eğitimin Gelişimi - Pelin Gül
 Bunalım Artarken İşçi Sınıfının Bugünkü Durumu - Ali Akgül
 BİR ÇİFT EL - Başak Ergil
 Venezüella Referandumunun Anlattıkları... - Alan Woods
 düşürdüler cam gibi dağıldık - Muzaffer FIRAT
 Üfle ki direngenliğini - Başak Ergil
 Özgürlük Bunun Neresinde? - Sakine Koca
 ATEŞLE BARUT - Başak Ergil
 Sendikalar ve Sol - Süleyman Üstün
 Çağrı Merkezleri ve Emekçi MT'ler
 Bilinç ve Merhamet - Cemile Vuslat