Sosyalist Dergi: 7 |  Arsızlar |
Ne Kadar Para, O kadar Eğitim

Her yıl okullar açılırken tüm emekçilerin ve dargelirlilerin karşılaştığı bir kaç büyük sorun olur. Bunlardan en büyüğü sürekli olarak yenilenen ve başkalarının kullanmasına fırsat tanımayan astronomik fiyatlı ders kitapları ise, diğeri gene aynı biçimde moda defilesine hazırlanır gibi değiştirilen okul kıyafetleridir.

Ama, hiç gündemden düşmeyen bir de kayıtlarda alınan bağış sorunu vardır. Okullarda kayıtlar başlarken, başta milli eğitim bakanları olmak üzere ilgili herkes kayıtların parasız olduğunu, hiç kimseden zorla bağış alınmayacağını belirtirler. Sonra da eklerler: "Elbette mali durumu iyi olan vatandaşlarımızın çocuklarının daha iyi bir eğitim görmesi için gönüllü olarak yaptıkları katkılara kimsenin itirazı olamaz!"

Böylece bir yandan tavşana kaç, öte yandan tazıya tut denilen bu sistem tekrarlanır durur. Bir kaç yıldır orada burada örgütlenen veliler, kayıtlarını gazeteciler eşliğinde topluca yaparak bağış derdinden kurtulmayı başarıyorlar. Ancak, sorun hiç çözülmeden ortada durmaya devam ediyor. Devlet okullara yardım etmiyor. Her okulun onarım, ısınma ve benzeri giderlerinin hangi kaynaktan karşılanacağı bir türlü netleşmiyor. Devlet işin kolayına kaçarak eğitim emekçileriyle velileri karşı karşıya getiriyor. Bir yandan, öğretmenleri böylesi bir parasal ilişki içine sokarak saygınlıklarını zedeler onların verdiği hak arama mücadelesinin desteksiz kalmasını sağlarken, velilerin tepkisini de öğretmenlere yönelterek aradan sıyrılmayı başarıyor.

Olması gereken, aynen anayasada yazdığı gibi "ilköğretim çağındaki her Türkiye Cumhuriyeti vatandaşının tüm masrafları devletçe karşılanır" hükmünün yürürlüğe girmesini sağlamaktır. Yoksa zenginlerin iyiniyetine ve hayırseverliklerine dayalı bir bütçe oluşturmak değildir. Ya da, parası olmayanların okumamasına yol açarak, eğitimde özelleştirmeye bir adım daha atmak hiç değildir.

Bir an önce daha örgütlü ve daha talepkâr bir veliler dayanışmasını gündeme getirmek bir zorunluluk gibi görünüyor. Aksi takdirde, Hasan Pulur gibilerinin "yahu kardeşim parası olanlar da biraz daha fazla bağış verse ne çıkar sanki" demelerinin önüne geçemeyeceğiz.

 
Yazarın Diğer Yazıları
 ÜÇ MİLİTARİST KAFADAR
 Yılmaz Güney'in ahı
 Deprem yoksa futbolla uyut
 Kara koyun Akkuyu'ya girerse...
 Satıyorum, saaatttttım!
 Enflasyon
 Gençlere Ağır Cezalar Yağıyor!
 NÜKTEDAN ANTİ-KOMÜNİST: Sör Vinston Çörçil
 Arsız Hırsız
 'Romen işçileri dövün'
 Hapishanelerin İki Yüzü
 Bir Yetmez, İki Dönem Olsun
 Tunca Toskay
 Sansür
 YDD EĞİTİMCİSİ