Yüksek Askerî Şura'nın Ağustos 2010 toplantısı AKP'nin kapitalist
iktidar bloku içindeki üstünlüğünü daha da pekiştirmesiyle sona erdi. Ordudaki üst düzey yükseltme ve atamaları görüşmek üzere geleneksel olarak 1 4 Ağustos tarihleri arasında toplanan Yüksek Askerî Şura, hükümet ile Genelkurmay arasında meydana gelen anlaşmazlıktan dolayı bu süre içinde tamamlanamadı ve 9 Ağustosa kadar uzadı. Sonuçta AKP'nin dediği oldu ve yüksek komuta kademesi AKP'nin istediği doğrultuda şekillendi.
AKP'nin sekiz yıllık iktidarı döneminde sırasıyla Hilmi Özkök, Yaşar Büyükanıt ve İlker Başbuğ genelkurmay başkanlığı yaptı. Bu isimler, kimi konularda farklı görüşlere sahip oldukları ve kendi dönemlerinde farklı taktikler uyguladıkları hâlde, esas
olarak AKP'yle işbirliği çizgisini benimseyen bir ekipti ve zaten ordunun başına ordu içindeki AKP karşıtı güçleri adım adım tasfiye ederek gelmişlerdi. AKP bugüne kadar Genelkurmayın
iç işleyişine doğrudan doğruya karışmadan bu isimlerle bir yandan işbirliği yaptı, bir yandan onları baskı altına alarak kendi iktidarını sağlamlaştırma politikası güttü.
AKP
bu kez, ordunun kurumsal temsilcisi olarak genelkurmay başkanıyla
işbirliği yapmakla ve onu yönlendirmekle yetinmedi, ordunun iç
işleyişine açık açık karışarak komutanları kendi belirlemeye çalıştı. Kara Kuvvetleri Komutanlığına 1. Ordu Komutanı Orgeneral Hasan Iğsız'ın atanmasına ilişkin Genelkurmay
önerisini kabul etmedi. Hasan Iğsız'ın emekliye ayrılmasını istedi ve yerine olağan koşullarda emekliye ayrılması gereken Jandarma Genel Komutanı Attila Işık'ı önerdi. AKP'nin planlamasına göre, 2. Ordu Komutanlığı'ndan Jandarma Genel
Komutanlığı'na atanan Necdet Özel bir yıl sonra Attila Işık'tan Kara Kuvvetleri Komutanlığını devralacak, üç yıl sonra da Genelkurmay Başkanı olacaktı. Genelkurmay, Hasan Iğsız'ın
bir yıllığına Kara Kuvvetleri Komutanlığına atanmasının Necdet Özel'in bu plan doğrultusunda yükselmesini zaten engellemeyeceğini belirterek Hasan Iğsız'da ısrar etti. AKP tutumunu değiştirmeyince Attila Işık emekliliğini istedi. Bu
adım AKP'nin planını etkileyebilir ve Necdet Özel'in ileride Genelkurmay Başkanlığına gelmesini engelleyebilirdi. Tehlikeyi gören AKP, rest çekerek Işık Koşaner'in Genelkurmay
Başkanlığına atanmasını kilitleme tehdidinde bulundu. Genelkurmay AKP'ye boyun eğdi. Hasan Iğsız emekliye ayrıldı, Hasan Iğsız'ın yerine 1. Ordu Komutanlığına atanan Erdal
Ceylanoğlu Kara Kuvvetleri Komutanı oldu. Ege Ordu Komutanı Hayri Kıvrıkoğlu 1. Ordu Komutanlığına kaydırıldı. AKP'nin istemediği komutanlardan 3. Ordu Komutanı Saldıray Berk daha etkisiz bir mevki olduğu düşünülen Eğitim Doktrin Komutanlığına
atandı. Genelkurmay İkinci Başkanı Arslan Güner yerinde kaldı. Işık Koşaner Genelkurmay Başkanı oldu.
Bu atamalarla AKP gelecek yıl Işık Koşaner ve Necdet Özel dışında
kalan komutanların topluca emekliye ayrılmasının da yolunu açmış
oldu. Erdal Ceylanoğlu, Saldıray Berk, Hayri Kıvrıkoğlu ve Arslan Güner olağan koşullarda gelecek yıl emekliye ayrılmak zorunda kalacaklar. AKP en geç 2011'in Temmuz ayında yapılması gereken genel seçimleri kazandığı takdirde komuta kademesini
bugün olduğu gibi sadece en kilit halkalarıyla değil, bütünüyle kendi kafasına göre elirleyebilecek. Görünen o ki, AKP'yle işbirliği yapan paşalar döneminden doğrudan doğruya AKP paşaları dönemine giriyoruz.
AKP orgeneral seviyesinin altındaki atamalarda da istediğini yaptı.
AKP'ye karşı şu ya da bu şekilde görüş ifade etmiş olan veya dünyaya bakışı, birikimi ve kökeni açısından edebileceği varsayılan komutanların yükselmesi engellendi, bunların bir kısmı ise emekliye ayrıldı.
Yüksek Askerî Şura'nın Ağustos 2010 toplantısının sonuçları,
AKP'nin orduya karşı medya, istihbarat örgütleri ve özel yetkili mahkemeler eliyle yürüttüğü uzatmalı psikolojik savaşı hiç olmazsa şimdilik kazanmış olduğunu gösteriyor.