Amerikan özel savaş birliklerinin Pakistan'da
gerçekleştirdiği helikopter baskınında, İslamcı örgüt El Kaide'nin
lideri Usame Bin Ladin, oğlu, oğlunun eşi ve iki yakını, kaldıkları
konutta silahsız ve sağ yakalandıktan sonra soğukkanlı biçimde
öldürüldü. Usame Bin Ladin'in cenazesi, geleneklere uygun olarak
gömülmek üzere ailesine teslim edilecek yerde, Amerikan askerleri
tarafından denize atılarak ortadan kaldırıldı.
1 2 Mayıs 2011 gecesi yapılan bu yargısız infaz, Amerikan
emperyalizminin muhaliflerine karşı sürek avı uyguladığını, insanlığı
orman kanununa teslim ettiğini bir kez daha gösterdi. ABD ortalıkta
zorbalıktan başka bir şey bırakmadı. En temel hukuk kurallarını bile
sürekli çiğniyor. En ağır suçun sanığı bile, ancak savunma hakkını
hukuka uygun olarak kullanabileceği yargılama sürecinden sonra suçlu
ilan edilip cezalandırılabilir. Tek bir tarafın hem davacı, hem savcı,
hem yargıç, hem cellat rolünü üstlendiği bir linç düzeni, en ilkel
vahşete dönüştür.
Dünya kapitalist sistemi,
sosyalist sistemin dengeleyici gücünü ortadan kaldırdıktan sonra,
insanlığın binlerce yıllık mücadeleyle elde ettiği bütün kazanımları yok
edip vahşete, barbarlığa, çıplak zorbalığa geri döndü. Hak, hukuk,
adalet, meşruiyet, yasallık kavramlarını alay konusu yaptı. Bütün dünya
güçlü olanın borusunun öttüğü bir mafya düzenine teslim edildi. Dev
kapitalist şirketlerin kârlarını korumayı ve arttırmayı tek kural
bellemiş devletler, bu mafya düzeninde işçi, emekçi ve halk düşmanı
rollerini, ekonomik, askerî, siyasal ve ideolojik kültürel
güçlerinin belirlediği hiyerarşi içerisinde yerine getiriyorlar.
Amerikan emperyalistleri, Usame Bin Ladin'i ve
yakınlarını suikastla ortadan kaldırma operasyonuna "Geronimo" adını
verdiklerini ilan ettiler. Kapitalist sömürgeci zorbalar övünürken eski
suçlarını itiraf ediyorlar. Geronimo, Amerika kıtasını işgal eden beyaz,
Hıristiyan yerleşimci sömürgecilere karşı 19. yüzyılda büyük bir direniş
gösteren Apaçi yerlilerinin önderiydi. Kıtanın yerli halklarını
soykırımdan korumak için sonuna kadar mücadele etti. Soykırımı
önleyemedi ama bütün yerli halklar arasında, yerleşimci beyazların
sömürgeciliğine karşı mücadelenin kahramanı olarak destanlaştı. Usame
Bin Ladin'i ve yakınlarını katletme eylemine Geronimo adını veren küstah
Yanki emperyalistleri, bugün başta Arap ve İslam halkları olmak üzere,
emperyalizme karşı özgürlük ve bağımsızlık için mücadele eden bütün
halklara Kızılderililere reva gördükleri zulmü bilerek ve isteyerek
uyguladıklarını kabul etmiş oluyorlar.
Emperyalistlerin Filistin, Irak, Libya, Afganistan halklarına, bütün
Asya, Afrika ve Latin Amerika halklarına bakışı ile Kızılderili halklara
bakışı arasında en ufak bir fark yoktur. Kapitalizmin en son aşaması
olan emperyalizm savaştır, soykırımdır, faşizmdir, despotizmdir,
militarizmdir, vahşettir, barbarlıktır, zulümdür, gericiliktir,
karşıdevrimciliktir. Kapitalist tekeller ve devletler, kârlarını
azamileştirmek, dünyadaki pazar paylarını arttırmak üzere, yerli
halkların doğal kaynaklarını gasbetmek, işçilerini ve emekçilerini
sömürmek için eğer bir halkı toptan imha etmek gerekiyorsa, gözlerini
kırpmadan imhaya girişirler. Sömürgecilerden, emperyalistlerden burjuva
anlamında bile demokrasi, özgürlük, adalet, hukuk bekleyenler ölümcül
bir yanılgı içindedirler.
Usame Bin Ladin ve
yakınlarının yargısız infazını Amerikan devletinin yöneticileri hep
birlikte canlı yayınla Beyaz Saray'da oturma odasından izlediler.
Üstelik, bu toplu cinayet izleme sahnesini, Cumhuriyetçi Parti'ye oy
veren aşırı sağcı seçmenlerden alacakları oyu arttırmak hesabıyla
medyaya verdiler. Barack Obama, Joe Biden, Hillary Clinton, Robert
Gates, Mike Mullen, John Brennan ve diğer kurmayların, emrini verdikleri
bir katliamı canlı izleyecek kadar alçalmaları, dünyanın en büyük
devletini yönetenlerin ahlak düzeyi ile mafya babalarının ahlak düzeyi
arasında hiçbir fark kalmadığını kanıtlayan bir belge olarak tarihe
geçecek. Tabii, Obama'nın, Bush'tan daha iyi bir katil olduğunu ispat
ederek seçmenden alacağı oyu artırabileceği hesabını yapması, kapitalist
sistemin Amerikan halkını nasıl bir cehalete ve geriliğe mahkûm ettiğini
de ortaya koyuyor.
ABD, İngiltere, Fransa,
Almanya, İtalya, İspanya, İsrail, Japonya, Rusya ve NATO yönetimleri,
Usame Bin Ladin'in öldürülmesinden sevinç duyduklarını açıkladılar.
Abdullah Gül de aynı koroya katıldı. Gül, verdiği demeçte şöyle dedi:
"Terör örgütlerinin başlarının sonu, eninde sonunda canlı veya cansız
bir şekilde ele geçirilmektir. Dünyanın en tehlikeli ve sofistike terör
örgütünün başının da bu şekilde ele geçirilmiş olması, herkese ibret
vesilesi olmalı. Büyük memnuniyetle karşılıyorum."
En ağır suçlu bile olsalar, hukuk kurallarını
çiğneyerek insanları öldürmek, bu ölümlerden sevinç duymak bizim işimiz
değil.
Kuşkusuz, biz, Usame Bin Ladin'in
çizgisine taban tabana zıt bir dünya görüşüne sahibiz. Usame Bin Ladin
dinsel dogmalara inanan, hiç değişmeyecek, hiyerarşik, geri ve gerici
bir dünyanın hayalini kuruyordu. Bütün dünya işçi ve emekçilerini değil,
sınıf ayrımı olmadan İslam ümmetini esas alıyor ve emperyalizme karşı
mücadeleyi bir din savaşı olarak görüyordu. Kuracağı dünyada kapitalist
sömürüye ve bu sömürüyü koruyacak devlete yer veriyordu. İşçilerin ve
emekçilerin sendika kurması, grev yapması, parti kurması, haklarını
kendi başlarına araması, kadınların erkeklerle eşitlik talep etmesi ona
yabancıydı. Antikomünistti. Afganistan devrimine ve Sovyetler Birliği'ne
karşı antikomünizm temelinde Amerikan emperyalizmi, Suudi gericiliği ve
Pakistan gizli servisleriyle uzun yıllar işbirliği yapmıştı. Amerika'yla
arası bozulduktan sonra, mücadele yöntemi olarak kitle örgütlenmesini ve
kitle mücadelesini değil, terörü seçmişti ve sivil halka karşı terör
uygulamayı emperyalizme karşı mücadelenin kaçınılmaz yan etkisi olarak
kabul ediyordu. Yaptığı eylemlerle halk kitlelerini devrimci mücadeleye
yabancılaştırıyor ve emperyalizmin eline koz veriyordu.
Onunla tek paylaştığımız nokta, Arap ve İslam
halklarının ABD ve Avrupa emperyalizminden özgür ve bağımsız olarak
yaşamaya hakları olduğu, Arap ve İslam halklarının bu amaçla mücadele
etmeleri gerektiği, Arap ve İslam dünyasında emperyalizmle işbirliği
yapan yönetimlerin hain olduğu düşüncesiydi.
Usame Bin Ladin'i ve yakınlarını öldüren Amerika, dünyanın en büyük
teröristidir. Emperyalist terörizm, bilimsel, devrimci, demokrat,
sosyalist bir dünya görüşüne ulaşacak kadar bilinçlenmemiş kesimlerde
maalesef kör terör eğilimini daha da arttıracaktır. Biz Amerikan
emperyalizminin kapitalist terörizmini mahkûm ediyor ve bütün ezilen
halkların bilimsel, devrimci, demokrat, sosyalist bir dünya görüşü
doğrultusunda emperyalizme ve işbirlikçilerine karşı mücadelesini
yükseltmek için çalışıyoruz.