Bildiğiniz gibi, Doğan Holding'in üç büyük gazetesinin
Ankara temsilcileri her hafta aynı holdingin CNN Türk adlı televizyon kanalında
bir saatlik siyasi yorum programı yapıyorlar. Hürriyet'ten Sedat Ergin,
Milliyet'ten Fikret Bila, Radikal'den İsmet Berkan geçenlerde "Umut"
operasyonunu vesile ederek İran'a veryansın ettiler. Sedat Ergin, "Türk devleti
de İran'ın işçişlerini karıştırmalı, İran'da terör faaliyetlerine girişmelidir"
dedi. İsmet Berkan, "Söylediklerim gerçi gazetecilik etiğine uymaz ama dış
politika etikle metikle yürümüyor. Biz de İran gibi davranalım. İran'da Türk
kökenli büyük bir azınlık var. İran Azerilerini harekete geçirelim" dedi. En
"yumuşak" öneri Fikret Bila'dan geldi: "Bence terör, cinayet filan devlet
geleneğine uymaz. En iyisi Suriye'ye karşı uyguladığımız metodu deneyelim.
Askeri bir ultimatom verelim. İran vazgeçmezse, gerekeni devlete yakışır şekilde
yapalım" dedi. Sedat Ergin, "Tabii bir gazeteci olarak yaptığım öneriler
uygunsuz kaçabilir. Ama dünyanın bu coğrafyasında büyük devlet olmak, hatta
ayakta kalmak istiyorsak bence İran'ın içini karıştırmalıyız" diye devam etti.
Gördüğünüz gibi karşımızda gazeteciler yok artık. Militarist devlet görevlileri
var. Hem de diplomat filan değil, düpedüz istihbarat ve terör görevlileri. Yoksa
böylesine emperyalistçe öneriler bu kadar pervasızca yapılabilir mi? Bu tür
medya mensuplarını hâlâ "basın özgürlüğü", "basın etiği" gibi değerleri olan
gazeteciler sanan herkes artık gözünü açıp bu arsızlığa dur demek için kolları
sıvamalı galiba. Ne dersiniz ey gazeteciler, ey okurlar, ey izleyiciler?