Yazarlarımızdaki savaş tamtamlığı gözlerimizi kamaştırdı doğrusu. 11 Eylül'ün
ertesinde birçok yazarımız öyle bir gaza geliyordu ki, seçtikleri kelimeler hak
getire. Tüm dünya Bush'un din savaşlarını ya da ilkel dönemleri andıran "sürek
avı", "haçlı seferleri" gibi iğrenç yorumlarına tepki gösterirken, bizde Güneri
Cıvaoğlu'na bunlar vız geliyordu. Güneri Cıvaoğlu saldırının ertesi günü,
Milliyet gazetesindeki köşesinden, okuyucusuna, bir zamanlar Kaddafi'ye karşı
yapıldığı gibi, saldırıyı gerçekleştirenlere karşı bu kez de aynı Amerika
tarafından "sürek avı"nın gerçekleşeceğinden kimsenin kuşku duymaması konusunda
teminat veriyordu. Bu ne hız ve bakın, bu ne iğrenç bir söylem. Cıvaoğlu, "bu
insanlık dışkılarını tarihin çöp kutusuna" atmaktan söz ediyordu. Hani, burası
Türkiye olmasa, tarihsel konumu gereği uygun düşse, Bush gibi, o da neredeyse
"haçlı seferleri" diyecekti belki de, ama, bu kadarı herhalde olamazdı. Sözün
kısası, Amerika yaşasındı. Öteki halklar zaten ölmeyi hak ediyorlardı!