ABD yönetimi 11 Eylül'de New York'taki Dünya Ticaret Merkezi
ile Washington'daki Savaş Bakanlığı Pentagon'a düzenlenen uçak saldırılarını
bahane ederek Afganistan'a karşı emperyalist bir haçlı seferi başlattı. Yanına
İngiliz emperyalist güçlerini alarak Afgan halkına ölüm yağdıran Amerikan
emperyalizminin bu saldırısı bütünüyle haksız, her yönüyle sömürgeci bir
savaştır.
Sömürgecilerin geleneğine uyarak aşağı yukarı birbirine denk iki
kuvvet arasındaki bir savaştan çok savunmasız bir halka uygulanan tek yanlı bir katliam niteliği taşıyan bu eylem kelimenin gerçek anlamıyla bir insanlık
suçudur. Bu katliama karşı koymak bir insanlık görevidir.
Türkiye emperyalistlerin başlattığı haçlı seferine hiçbir
şekilde suç ortaklığı etmemelidir. Sömürgecilere üs açmak, istihbarat vermek, lojistik destek sağlamak, Afgan dağlarına asker göndermek asla söz konusu olmamalıdır.
Bütün dünya halkları gibi, kimliği belirsiz güçlerin sivillere
yönelik terör saldırısında beş bin insanını kaybeden Amerikan halkı gibi,
Afganistan halkı da bizim dostumuzdur. Dostlarımızın tepesine bombalar yağdıran
kapitalist efendilerin yanında yer almak, insanlığın en temel kurallarına aykırı
olduğu gibi halkımızın en köklü çıkarlarına da ters düşer. Savaşa katılmak,
halkımıza kan, ölüm, açlık, pahalılık, işsizlik, hastalık, karaborsa olarak
dönecek, zaten çok kısıtlı olan hak ve özgürlüklerimiz savaş hali gerekçesiyle
elimizden alınacaktır.
İMF'nin dayattığı sözümona "Güçlü ekonomiye geçiş programı"nın
iflasının artık kesinleştiği, ülkenin derin bir ekonomik çöküntüye sürüklendiği
koşullarda dıştan yeni krediler bulma umuduyla Mehmetçiğin canını ve kanını
satmaya kalkışacaklarının işaretini veren kodaman kapitalistlerin uğursuz
planları boşa çıkarılmalıdır. Amerikan sömürgecilerine kayıtsız şartsız destek
isteyen Kemal Derviş'in görevine son verilmelidir. Bülent Ecevit, Turan
ülküsüyle "askeri kırdıran Enveri paşa"nın, Amerikan kredisi almak ve NATO'ya
katılmak için Kore'ye asker gönderen Bayar ve Menderes'in yolundan gitmemelidir.
Türkiye halkının savaşa değil, barışa, ekmeğe, işe, ilaca, eğitime ihtiyacı
var.
Amerikan emperyalizmi, elinde hiçbir kanıt olmadan Afganistan'a
saldırırken dünya egemenliğini elinde tutmanın stratejik hesabıyla hareket
ediyor. Bütün dünya halklarına gözdağı veriyor, Batı ve Orta Asya'ya asker
yerleştiriyor, Ortadoğu petrollerine ek olarak Orta Asya ve Kafkasya
petrollerini kesin denetimi altına almaya çalışıyor, kendi egemenliğini
sorgulamaya kalkışan Rusya ve Çin'e karşı hamle yapıyor, hizadan çıkma
işaretleri veren Avrupa Birliği'ni terbiye ediyor. Ama Amerikan emperyalizmi
artık haddini aşıyor. Asla gerçekleştiremeyeceği hedefler peşinde koşuyor. Şu
anda Afganistan'daki çağdışı Taliban yönetiminin devrilmesini çok çeşitli
gerekçelerle destekleyen ülkeleri bir koalisyon halinde arkasına toplayan ABD,
bir süre sonra kendi hırsının kurbanı olacağını görecektir.
Emperyalizm savaş demektir. Savaş, kapitalistlerin kâr ve
egemenlik hırsı için sade insanların, bebelerin ve çocukların, gençlerin,
annelerin ve babaların, nenelerin ve dedelerin kırılması demektir. Haydi iş
başına, emperyalist savaşa karşı halkların barışını savunalım!