Sosyalist Dergi: 33 |  ÜRÜN |
Suphi'den Bilen'e Gelenek Yaşıyor



28-29 Ocak 1997'de yayın yaşamına adım atan Ürün, çıkış sayısında kendisini "Türkiye Komünist Partisi geleneğiyle yetişen kadroların sesini duyuracak bir platform" olarak tanımlamış ve "TKP taraftarları arasında canlı, kapsamlı ve sistemli bir fikir alışverişini sağlamayı" birinci görev saydığını belirtmişti.

Önce kitap dizisi olarak (6 kitap), sonra Ürün Sosyalist Dergi adıyla süreli yayın olarak (33 sayı) çıkan Ürün, TKP taraftarları arasında fikir alışverişini birinci görev sayma nedenini ise şöyle açıklamıştı:

"Çünkü, dünya çapında Amerikan emperyalizminin başını çektiği kapitalist gericilik cephesinin sosyalizme karşı topyekün saldırısından, Türkiye özgülünde ise, 12 Eylül faşizminin çetin koşullarından yararlanan bozguncular marifetiyle yaratılan irade felci ortamında, kökü ta 10 Eylül 1920'ye uzanan örgütlü yapının dağıtılmasının yol açtığı ideolojik ve örgütsel kargaşanın giderilmesinin öncelikle buna bağlı olduğunu biliyorlar."

"Uluslararası proletaryanın dünya görüşü olan bilimsel sosyalizme, yani marksizm-leninizme bağlı olduğunu açıkça duyuran" Ürün, sözü edilen ideolojik ve örgütsel kargaşayı gidermek, fetret devrine son vermek için, öncelikle şunları yapacağını ilan etmişti:

"Ürün, Marks ve Engels'in Komünist Manifesto'yu yayımladıkları ve sosyalist proletaryanın mülk sahiplerinden bağımsız devrimci bir güç olarak tarih sahnesine çıktığı 1848 yılından, muzaffer Sovyet proletaryasının başkenti Moskova'nın resmen kapitalist barbarların eline düştüğü 1991 yılına kadar süren ve Paris Komünü, Büyük Ekim Devrimi, Faşizme Karşı Büyük Savaş, Çin Devrimi, sosyalist sistemin kurulması, sömürge sisteminin yıkılması gibi destansı mücadeleleri içeren birinci büyük dünya devrim dalgasının bilançosunu çıkaracaktır. Komünistlerin bütün tarihsel haklılıklarına ve büyük insanlığın olağanüstü kazanımlarına rağmen bu dönemin niçin hepimiz için –kuşkusuz geçici– yenilgiyle sonuçlandığını bir bilim insanının soğukkanlı titizliğiyle inceleyecektir."

Ürün, Ülke özgülüne yönelik olarak ne yapmayı hedeflediğini de şöyle açıklamıştı:

"Ürün, aynı şekilde, Büyük Ekim Devriminin doğrudan etkisi altında ve emperyalizme karşı Kurtuluş Savaşının ateşi içinde Türkiye proletaryasının siyasal örgütü olarak kurulan Türkiye Komünist Partisi'nin, 1980'lere kadar süren zorlu mücadelelerden ve görkemli 1970'lerde köklü ve kitlesel bir atılımın öncülüğünü yaptıktan sonra nasıl likide edilebildiğini, komünist idealler için her türlü özveriye katlanan saygın militanların ve liderlerin yanı sıra, ilk zorlukta kapitalist sınıfa kapılanan dönekleri saflarında nasıl barındırdığını ve hatta başına geçirdiğini –ne kadar acı verici olursa olsun– dürüstlükle irdeleyecektir."

Ürün, teorinin önemini her zaman vurgulayan ve dünyayı değiştirmek için öncelikle onu anlamak gerektiğini belirten Marks'ın izinden giderek şöyle demişti:

"Ürün, sosyalist sistemin dengeleyici gücü ortadan kalktıktan sonra her yerde emeğe ve ezilen halklara karşı daha da pervasızca saldırıya geçen ve faşizm, ırkçılık, dincilik, şovenizm, cinsiyetçilik, irrasyonalizm ve insan düşmanı her türlü uygulamayla yeni bir ortaçağ karanlığı başlatan dünya kapitalist sistemini –bu kez çok daha köklü ve kalıcı biçimde– alt etmenin ilk adımının onu anlamak ve emekçi kitlelere bıkmadan usanmadan anlatmak olduğu bilinciyle, siyasal, ekonomik, mali, bilimsel-teknolojik, askerî, kültürel ve ideolojik alanlarda ortaya çıkan yeni eğilimleri –kapitalizmin içkin özelliklerini, sömürücü ve baskıcı özünü hiç unutmadan– dikkatle takip edecek, dünyanın dört bir köşesinde kapitalizme ve emperyalizme karşı mücadele pratiğini okurlarına aktaracaktır."

Ürün, sosyalist sistemi yıkabilmiş olmanın sarhoşluğuyla "tarihin sonu"na geldiğimizi ve kapitalizmin sonsuza kadar sürecek kesin zafer kazandığını ilan eden moda burjuva teorisyenlerine de şöyle meydan okumuştu:

"Ürün, sosyalist sistemin çözülmesinin komünist ve devrimci saflarda yarattığı kafa karışıklığını fırsat bilerek ortalığı kasıp kavuran 'post-marksist', 'post-komünist', 'post-modernist' agnostik-relativist teorileri ayrıntılı biçimde ele alacaktır. Ayrıca, sınıflar, halklar, gruplar, bireyler arasındaki hükmetme ilişkilerini ve kapitalizmi insanlığın yazgısı sayan; sosyalizmi ve komünizmi; toplumsal eşitlik, kamu mülkiyeti, planlama, özgürlük, enternasyonalizm gibi ilke ve idealleri 'gerçekçi' bulmayan liberal-piyasacı, reformist, milliyetçi, korporatist, bireyci ideolojilerle özel olarak hesaplaşacaktır."

Uluslararası burjuvaziye karşı uluslararası işçi sınıfının birliğini ve bütünlüğünü savunan Ürün, halklar arasındaki sorunların ancak tam eşitlik ve özgürlükle çözülebileceğini belirtmiş ve yaklaşımını şöyle özetlemişti:

"Ürün, burjuva milliyetçiliğine karşı proletarya enternasyonalizmini ödünsüz biçimde savunacak, marksizm-leninizmin ulusal soruna ilişkin yaklaşımını, ulusal sorunun ülkemizdeki kapsam ve boyutlarını tarihsel-somut bütün yönleriyle irdeleyecektir. Kürtlerin meşru demokratik eşitlik taleplerini tanımamak için ısrarla sürdürülen ve ülkemizde bütün toplumsal yaşamı zehirleyen boyutlara ulaşan savaşın durdurulmasına ve sorunun ulusların tam eşitliği ve kardeşliği temelinde çözülmesine çalışacaktır."

Bütün bu kapsamlı görevleri kendi başına değil, bütün okurlarının eşit ve özgür katılımıyla gerçekleştirebileceğini vurgulayan Ürün, genel amacını "partinin teorik-ideolojik ön hazırlığını tamamlamak" olarak açıklamıştı:

"Bilimsel dürüstlük, titizlik ve soğukkanlılığı, komünistlerin kendine güveni, sömürü ve zulme karşı öfkesi ve yeni bir dünyanın kurulabileceğine ve sürdürülebileceğine ilişkin sarsılmaz inancıyla birleştirmeyi ilke edinen Ürün, önüne koyduğu bu görevleri, okurlarının tam ve eşit haklı katılımı ve desteğiyle yerine getirebilirse, Ortadoğu, Balkanlar ve Kafkaslar'ın ortasında, toplumsal yaşamın her alanındaki keskin çelişmeleriyle dünya kapitalist sisteminin en istikrarsız ülkelerinden biri olan Türkiye'nin sosyalist dönüşümünde gerek şart olan partinin teorik-ideolojik ön hazırlığını tamamlamak gibi devrimci bir siyasal işlevi de yerine getirmiş olacaktır."

Ürün, karşıdevrim saflarına geçen ve bugün AKP kuyrukçuluğu yapan likidatörlere karşı, önüne koyduğu amaçlar doğrultusunda kararlı bir mücadele yürüttü. Bu mücadelenin ortasında TKP'nin adını gasbederek TKP kadrolarını arkadan vuran SİP yönetiminin ihanetini teşhir etti.

Ürün'ün mücadelesi boşa gitmedi. TKP'nin felsefesi, siyasal birikimi, örgütsel geleneği, siyasal çizgisi artık işçi sınıfı-sendika, gençlik, öğretmen-kamu emekçisi, kadın, teknik eleman, köylü-kooperatif, esnaf, tüketici hareketi içerisinde fiilî bir akıma dönüştü. 90'lık ulu çınarlarımızdan gencecik yoldaşlara kadar TKP'ye gönül verenler artık siyasal-sosyal yaşamda bir dergi çevresi olarak değil, parti formunda meşru, yasal, demokratik bir mücadele yürütme vaktinin geldiği saptamasında birleştiler. TKP meşru kimliği ve adıyla işçi sınıfının, şehir ve köy emekçilerinin içinde olacak.

Bu karmaşık, zor fakat onurlu görevi Suphi'den Bilen'e Gelenek Yaşıyor Girişimi üstlendi. Ürün, bütün okurlarının eşit, özgür ve ortak iradesiyle elinizdeki sayıyı çıkararak kendini feshetmeye; işçi sınıfının ve kadrolarının en büyük gücünün birlik olduğunun bilinciyle, mütevazı bir parçası olmaktan gurur duyduğu bu büyük birlik girişiminin içinde erimeye karar verdi.

Bütün TKP taraftarlarını Suphi'den Bilen'e Gelenek Yaşıyor Girişimi içinde yer almaya, onun çalışmalarına destek olmaya ve önüne koyduğu onurlu görevi gerçekleştirme mücadelesine katılmaya çağırıyoruz. Yasal TKP Suphi'den Bilen'e Gelenek Yaşıyor Girişimi'nin öncülüğünde hepimizin ortak kararı ve katkılarıyla gerçeğe dönüşecek.
 
Yazarın Diğer Yazıları
 Kapitalizme karşı savaş, halklar için barış
 CHP Kongresi
 AKP'nin Siyasal Felsefesi
 Tarih ‘meşhurların tarihi' değildir
 AFRICOM: Washington'un Yeni Emperyalist Silahı
 Eğitim Sen İstanbul Üniversiteler Şubesi Asistan Forumu Sonuç Bildirgesi
 Büyük Alevi Kurultayı Sonuç Bildirgesi
 Basın Açıklaması: SİP'in Çirkin Saldırısını Püskürteceğiz
 SİP Üzerine Cemal Toprak'la Söyleşi II
 SİP Genel Başkanlığı'na Açık Mektup: TARİH SİZİ AFFETMEYECEK!
 Bir Belge: Kemal Okuyan'la Söyleşi
 Onbeşler'i Andık
 1 Mayıs 2010: İşçi sınıfı Taksim'de
 Kürt kardeşlerimize dokunamazsınız
 Tekel Direnişinin Berlin Örgütlenmesi